Geçmişi değiştirmek düşündüğünüz kadar kolay değil. | Open Subtitles | إن فكرة تغيير الماضي ليست سهلة كما تعتقدين |
Bu kalitede kılıçlar bulmak o kadar kolay değil. | Open Subtitles | السيوف بهذه النوعية ليست سهلة الحصول عليها |
Büyük şeyler asla kolay olmaz. | Open Subtitles | الأمور العظيمة ليست سهلة أبداً |
Biliyorum, kolay olmadı. | Open Subtitles | أنا أعلم أنها ليست سهلة في الآونة الأخيرة |
Bunun cevabı o kadar da basit değil. | Open Subtitles | أخاف أن الاجابة على هذا ليست سهلة |
Başta bu görev basit görünüyor olabilir, ama düşündüğün kadar kolay olmayacak. | Open Subtitles | هذه المهمة قد تبدو سهلة من البداية ولكنها ليست سهلة كما تعتقدين |
Genellikle görünmez olan bir topluluk, ışıklarını ortaya çıkarmak için sanatı kullanıyorlar ama görünmezlikten çıkış yolculuğu kolay değildir. | TED | هؤلاء الناس غير المرئيين معظم الوقت يستخدمون الفنون للخروج إلى النور، لكن رحلة الخروج من الظلّ تلك ليست سهلة. |
Bunun sonucu olarak bu hayatın kolay olmadığını anlayıp şehri terk etti. | TED | ولذلك غادر سامينو للمدينة وهناك أدرك بأن الحياة ليست سهلة |
Maalesef, çoğu senaryoyu göz ardı etmek bunun kadar kolay olmuyor. | TED | و للأسف، معظم النصوص ليست سهلة للرفض كالنص السابق |
Anlaşıldı mı? Söyle, 9 bin milden göründüğü kadar kolay değil. | Open Subtitles | واخبرة انها ليست سهلة عندما تغادر من على بعد 9000ميل |
Hayatım haksızlıklara boyun eğebilecek kadar kolay değil. | Open Subtitles | حياتي ليست سهلة كونها في صراع على ظلم مواتي |
- Hayatı bizimki kadar kolay değil. - Afrika'da hayatını kazanabilir misin? | Open Subtitles | ـ حياته ليست سهلة مثلنا ـ هل تستطيع أن تبني حياة في "إفريقيا" ؟ |
İşin içinde Joker varken, asla kolay olmaz. | Open Subtitles | انها ليست سهلة ابدا مع الجوكر |
Bir sanatçının hayatı asla kolay olmaz, McGee. | Open Subtitles | (حياة الفنان ليست سهلة أبدا يا (ماكغي |
Zamansız yaşamak senin için kolay olmadı. | Open Subtitles | إنها ليست سهلة عليك أن تعيش .دون أن تنتظر موعد وفاتك |
Çok da kolay olmadı piyasa içerisinde demek istediğimi anladıysanız eğer. | Open Subtitles | إنها ليست سهلة على البيئة إذا تعلمون ما أعني |
Sakin ol, tam bir kaos var ama yine de geldim ve bu kolay olmadı. | Open Subtitles | الحفاظ على الهدوء ، وهناك فوضى عارمة... ولكن جئت كل نفس... وانها ليست سهلة. |
- İsa'nın kendisi filminizdeki kadar basit değil. | Open Subtitles | طبيعة المسيح ليست سهلة كما يعرضها نصك - كيف ذلك يا أبتي؟ |
Bunları yapmak basit değil, internetten yapılabilecek şeyler değil hastalık hakkındaki anlamlı bilgiyi bulmak için düşünmek ve çalışmak gerekiyor. | TED | هذه الأشياء ليست سهلة ، إنها ليست مستخرجة من الانترنت ، إنها تتطلب التفكير والعديد من العمليات لايجاد المعلومات المفيدة عن المرض . |
Yine de Almanya görevi kolay olmayacak. | Open Subtitles | مهما كان , المهمة إلى ألمانيا ليست سهلة |
Seni öldürmek kolay olacak ama öldürmem gereken diğer kişi pek kolay olmayacak. | Open Subtitles | سيكون قتلكَ سهلًا، ولكن... ثمّة جريمة أخرى عليّ ارتكابها ليست سهلة |
Böyle şeyler hastaların yakınları için kolay değildir. | Open Subtitles | عادةً تلك الأشياء ليست سهلة على عائلة المريض . أتفهم ذلك |
Göründüğü kadar kolay değildir. Bunu kim yaptıysa bu işte ustaymış. | Open Subtitles | انها ليست سهلة كما تبدو مهما كان من فعل هذا فقد كان جيدا جداً |
Zamanla, bu oyunun hiç de kolay olmadığını gördüm. | TED | بمرور الوقت، تعلمت أن هذه اللعبة ليست سهلة على الإطلاق. |
Bak burada benimle olmanın kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | , أنظر أعرف أن الأمور ليست سهلة بوجودي هنا |
Hele de muhalif partide olunca işler hiç kolay olmuyor. | Open Subtitles | إنها ليست سهلة خصوصاً في حزب المعارضة. |