Kolları göğsü kadar büyük değil. | Open Subtitles | ذراعيه ليست كبيرة بما فيه الكفاية لمجاراة صدره |
- Ben hiç görmedim güvenli alanını. - Pek büyük değil. O, uh... | Open Subtitles | ـ لم ارى ابدا منطقة راحة ـ انها ليست كبيرة جدا انها |
Büyük, yılana benzer bir şey. Belediye başkanı kadar büyük değil. Ama çok tehlikeli görünüyor. | Open Subtitles | إنها أفعي كبيرة , ليست كبيرة جداً ولكنها تبدو قاتلة |
O kadar da yaşlı değil. | Open Subtitles | إنها ليست كبيرة السن كما يبدو عليها |
Ama cümlemi tamamladığımda umarım anlarsın aramızdaki mesafenin göründüğü kadar büyük olmadığını. | Open Subtitles | ولكن عندما تاتى النهاية أتمنى أن تغهم. المسافة التى بيننا ليست كبيرة كما يبدوا. |
Ancak delik yetişkinler için yeterince büyük değil. | Open Subtitles | لكنّها ليست كبيرة بما فيه الكفاية للكبار |
Boynuzlarım kadar büyük değil tabii. Yine lafı geçirdim, evet! - Gününüzü gördünüz! | Open Subtitles | تعرفوا، ليست كبيرة كقروني خدعتكم ثانيةً، نعم, تستحقوها |
Hiç de büyük değil, bayım. Tek park alanına sığdırabilirsin. Apartmanların aşağısına park etmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | إنها ليست كبيرة سيدي , يمكنك أن تضعها في موقف واحد , إضررت لأن أضع سيارتي بأسفل الشارع |
Ah, ada o kadar büyük değil. | Open Subtitles | إلى المنحدر الشرقي حسناً , الجزيرة ليست كبيرة جداً |
Kameralar çalışıyor, ama bu sürücü bir günden fazlasını kaydebilecek kadar büyük değil. | Open Subtitles | الكاميرات تدور ، إلا أن عجلتها ليست كبيرة بما فيه الكفاية لتسجّل لأكثر من يوم |
Kasları o kadar da büyük değil. Daha büyüklerini görmüştüm. | Open Subtitles | هذه العضلات ليست كبيرة لقد رأيت ما هو أكبر |
Babanızın mirasının yok oluşunu izlemek kadar büyük değil. | Open Subtitles | ليست كبيرة بمقدار مشاهدة بقايا تحطيم ثروة والدك |
Ah tatlım benim, çok güzel bir anı bu ama yurt odan o kadar büyük değil. | Open Subtitles | حسناً، عزيزتي، هذه ذكرى جميلة جداً، لكن غرفة سكنكِ الجامعيّة ليست كبيرة. |
Sanırım bu yüzden Büyük Britanya artık o kadar büyük değil. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا هو السبب لدينا بريطانيا العظمى ليست كبيرة جدا بعد الآن. |
Birisini bulması için onu Yunanistan'a göndereceğim O kadar yaşlı değil. | Open Subtitles | سوف ارسلها لليونان للعثور علي احدهم- انها ليست كبيرة الي هذا الحد- |
Ve resmin o kadar da büyük olmadığını bildiğin halde, sonsuz olduğuna kanaat getirebilirsin, her bir manada. | Open Subtitles | تعرفان؟ ورغم أنها ليست كبيرة للغاية .. اللوحة، |
Fark edilmek o kadar da harika değil yani. | Open Subtitles | أنها ليست كبيرة جدا أن يكون لاحظت، هل تعلم؟ |
Terası olsun ama fazla büyük olmasın. | Open Subtitles | ذات شرفة، ولكن ليست كبيرة جداً |
- Sanırım İtalya o kadar da büyük değilmiş, ha? | Open Subtitles | -إذاً أظن أن إيطاليا ليست كبيرة بالقدر الذي كنت أظنه -نعم |
Helikopterimiz sabah gelecek ama, fazla bir insan taşıyacak büyüklükte değil. | Open Subtitles | هليكوبتر لدينا يأتي في الصباح ، ولكنها ليست كبيرة بما يكفي لتحمل العديد من الناس. |
Yani maaş iyi değil ama rüşveti çok sağlam. | Open Subtitles | أعني ، لدفع ليست كبيرة لكن اكراميات ، طنا منها. |
Aşağı inerseniz, geniş bir itici kuvvet alanına sahip olursunuz. Yukarı çıkarsanız, kanatlar o kadar geniş değil, ve kalkması daha kolay. | TED | حتى إذا ذهبت إلى أسفل، لديك مساحة كبيرة من الدفع. وإذا صعدت، الأجنحة ليست كبيرة ، وأنه من الأسهل الصعود. |
Bob ameliyat masasında ve şöyle, pek de büyük olmayan küçük bir iğne alıyoruz. | TED | بوب على الطاولة، ونأخذ إبرة صغيرة كما تعلمون، ليست كبيرة جدا |