Kanunlar kusursuz değil çünkü kanunları yapan insanlar da kusursuz değil. | Open Subtitles | القوانين ليست مثالية لأن البشر ، الذين أنشأوا القوانين ليسوا بمثاليين |
Kanunlar kusursuz değil çünkü kanunları yapan insanlar da kusursuz değil. | Open Subtitles | القوانين ليست مثالية لأن البشر ، الذين أنشأوا القوانين ليسوا بمثاليين |
Aslına bakarsan evlat, tanıştığın bu kız, o da mükemmel değil. | Open Subtitles | و دعنى أوفر عليك الحيرة الفتاة التى قابلتها ليست مثالية أيضاً |
Mezardan uzun süreli konuşmalar yapmak pek ideal değil. | Open Subtitles | الاتصالات بعيدة المدى عبرالحجاب.. ليست مثالية. |
Hayatı mükemmel olmayan tek insan sen değilsin. | Open Subtitles | حسنا لست الوحيدة التي حياتها ليست مثالية |
Distopya tanım gereği mükemmel değildir. | Open Subtitles | عالمالواقعالمرير،منخلال تعريف: "ليست مثالية". |
Tamam. Pekala, bu hikaye uygun değil. Sana daha önce hiç anlatmadım. | Open Subtitles | حسناً ، هذه القصة ليست مثالية ولم أخبرها لكم من قبل |
İstediğimiz gibi değil. | Open Subtitles | إنها ليست مثالية |
Bu gerçek hayat. kusursuz değil ama gerçek. | Open Subtitles | هذه هي الحياة الواقعية ليست مثالية, ولكنها حقيقية |
kusursuz değil sonuçta değil mi? | Open Subtitles | إنها ليست مثالية بالرغم من ذلك، صحيح؟ |
Tabii hiçbir şey kusursuz değil ama bu epey yakın. | Open Subtitles | ليست مثالية بالطبع لكنها قريبة لذلك. |
Gördüğünüz gibi kodlayıcı-dönüştürücü ile tedavi edilmiş kör bir hayvandan alınan çıkış dizileri normal çıkış dizilerine gerçekten oldukça benziyor -- kusursuz değil, fakat oldukça iyi -- ve standart protez ile tedavi edilmiş kör bir hayvandan alınan diziler ise normal dizilere benzemiyor. | TED | وكما ترون الشفرات التي يتم اخراجها من الكائن الاعمى المعالج بواسطة المشفر والناقل هي تقريبا مماثلة تماما لتلك التي تخرج من الكائن السليم . انها ليست مثالية ولكنها جيدة حقاً واما عن تلك التي تخرج من الكائن الاعمى والمعالج بجهاز صناعي اعتيادي ليست بتلك الجودة |
kusursuz değil elbette. | Open Subtitles | إنها ليست مثالية نحن فقط |
Tabii ki, kusursuz değil. | Open Subtitles | إنها ليست مثالية |
Biliyoruz ki teknoloji her zaman mükemmel değil. | TED | ونحن نعلم أن التقنية ليست مثالية دائما. |
Hayat mükemmel değil. Ayrıca kısa da. | Open Subtitles | إن الحياة ليست مثالية إلى جانب أنها قصيرة |
Evet. Haklısın. Martha Stewart mükemmel değil. | Open Subtitles | لا , انتي محقة , مارثا ستيوارت ليست مثالية |
İdeal değil ama artık savaşmıyorum, açığı vitaminler kapatıyor. | Open Subtitles | ليست مثالية ولكنها معركة نحاربها وتساعدنا الفيتامينات فى ذلك |
Yani, ideal değil ama çok uzak da değil ve gerçekten çok iyi bir Robot Programlama bölümü var o yüzden, gelecek sene başvuru yapabilirim diye düşünüyordum, ve sonra da... | Open Subtitles | أعني, إنها ليست مثالية, ولكنها ليست بهذا البعد ولديهم برنامج رائع حقاً عن الروبوتات لذا كنت أفكر ربما أن أتقدم بطلب للسنة القادمة |
Anthony bile gayet iyi bilir ki mükemmel olmayan bir ürünü asla piyasaya sürmem. | Open Subtitles | وحتى أنتوني Dudewitz ان اقول لكم، أنا لن استخدم حيلة لتسريب المنتج ليست مثالية. |
Ve demokrasi mükemmel değildir. | Open Subtitles | الديمقراطية ليست مثالية |
Çocuk değilim Seth. Hiçbir şey mükemmel değildir, biliyorum. | Open Subtitles | لا ، أنا لست طفلة يا (سيث) أعلم أن الأمور ليست مثالية |
Evet, pek uygun değil biliyorum. | Open Subtitles | أجل أعلم بأنها ليست مثالية |
İstediğimiz gibi değil. | Open Subtitles | إنها ليست مثالية |