Ed affedebileceğim bir sürü şey var ama bu onlardan biri değil. | Open Subtitles | إد، هناك الكثير من الأمور يمكنني أن أغفرها لكن هذا ليس أحدها. |
Yardım etmek, gözlem yapmak, eski günler hakkında konuşmak isterseniz başımın üzerinde yeriniz var ama bu onlardan biri değil. | Open Subtitles | أنتِ مرحب بك لتساعد، لتراقب، لتنتحب بشأن الأيام الخوالي، لكن هذا ليس أحدها. |
Çok fazla gizli saklımız var ama Clay onlardan biri değil. | Open Subtitles | قد تكون لدينا العديد من الأسرار، لكن قتل (كلاي) ليس أحدها |
Bu "S" birçok şeyi tanımlıyor ama güvenlik onlardan birisi değil. | Open Subtitles | ومن بين كل ما يرمزُ إليه شعارُنا الأمانُ ليس أحدها. |
Ve bu, kesinlikle onlardan birisi değil. | Open Subtitles | إن كنت مدركاً فهذه على الأغلب ليس أحدها |
Evet, hatalarım oldu ama barışa inanmak onlardan biri değildi. | Open Subtitles | لكن الإيمان بالسلام ليس أحدها |
Ben pek çok şey olabilirim,hayatım. Ama temiz kalpli olmak bunlardan biri değil. | Open Subtitles | أوصف بالكثير يا عزيزتي لكنّ نقاء القلب ليس أحدها |
Ve bir çok şey olabilirim, ama ihmalkar onlardan biri değil. | Open Subtitles | وأنا عدة أمور لكن الإهمال ليس أحدها |
Pek çok yeteneğe sahipsin, Lane, ama belli ki, fotoğrafçılık onlardan biri değil. | Open Subtitles | حسنا، أنت إمرأة مع (العديد من المواهب يا (لين لكن من الواضح أن التصوير ليس أحدها |
Bu da onlardan biri değil. | Open Subtitles | و هذا ليس أحدها |
Ama ahmaklık onlardan biri değil. | Open Subtitles | من الأشياء (جولز)، لكن الغباء ليس أحدها. |
Bu onlardan biri değil. | Open Subtitles | هذا ليس أحدها |
Bu onlardan birisi değil. | Open Subtitles | هذا ليس أحدها |
Al'ı evlat edinmek onlardan biri değildi. | Open Subtitles | وتبنّي (آل) ليس أحدها |
Şimdiye kadar birçok şeyle suçlandım, ifade etme noksanlığı bunlardan biri değil. | Open Subtitles | لقد أتهمت بأمور عديدة وعدم الوضوح ليس أحدها |