O da tarzım değil, hele hele güzel bir hatun bana bir balıktan daha ahmak olduğumu söylüyorsa. | Open Subtitles | ذلك ليس أسلوبي أما. خصوصا عندما بنت جميلة تخبرني انا أغبى من السمكة |
Bunu sevip sevmediğimden emin değilim. Pek benim tarzım değil. | Open Subtitles | لا أدري إن كنت أحب ذلك أو لا إنه ليس أسلوبي تماماً |
Kaybedeceğim bir savaşa girmek benim tarzım değil. | Open Subtitles | ليس أسلوبي الأستمرار في . شيء متأكد من خسارتـه مجدداً |
Açık ilişki, bana göre değil. Benim tarzım değil. | Open Subtitles | أن يقوم أحد بتعرية جراحه و كل ما تبقى من هذا الهراء , لكه هذا ليس لي , انه ليس أسلوبي |
Yanlış anlama, tarzım değil ama cinsel hayatını rahat yaşamana hayranım. | Open Subtitles | تأكدي أن ذلك ليس أسلوبي ولكني معجبة بقدرتك على إظهار حياتك الجنسية |
Her şeye rağmen, öylece saldırılmayı beklemek benim tarzım değil. | Open Subtitles | لامشكلة ,كما أنه ليس أسلوبي الإنتظار للقتال |
Bu çeşit bir yargılama ve hata L veya benim tarzım değil. | Open Subtitles | ذلك النوع من التجربة و الخطأ ليس أسلوبي ولا إسلوب إل |
Benim gibi kötü bir konuşmacı sana ders veriyor. Hiç tarzım değil. | Open Subtitles | ،تعيس مثلي يلقي عليك محاضرة انه ليس أسلوبي |
Merhamet için yalvarmak benim tarzım değil, bunu şu an yapmak da iki yüzlülük olur. | Open Subtitles | استجداء الرحمة ليس أسلوبي والقيام بذلك في هذه المرحلة سيكون مخادعا على كل حال |
Böyle şeylere etiket koymak benim tarzım değil. | Open Subtitles | حسناً، إنه ليس أسلوبي لأضع طابع إشهاري على كل شيء. |
- Burada bizimle kal. - Benim tarzım değil. | Open Subtitles | ـ فقط إبقي معنا هنا ـ هذا ليس أسلوبي |
Paul Raymond'un kızıyım diye boş boş oturup, pasta yiyebilirdim ama bu benim tarzım değil. | Open Subtitles | يمكنني أن أجلس دون القيام بأي شيء لأنني ابنة "بول رايموند ولكن هذا ليس أسلوبي في الحياة |
Pek benim tarzım değil ama kocaman yer altı tesisi var, yani neden olmasın diye düşündüm. | Open Subtitles | هذا ليس أسلوبي تماماً... ولكن كان لديهم هذه المُنشأة الضخمة تحت الأرض، فقلت لنفسي لم لا؟ |
Evet,gördüğün üzere işkence, gerçekte benim tarzım değil. | Open Subtitles | حسناً كما ترى فإن التعذيب ليس أسلوبي. |
Gösteri için kusuruma bakma. Pek benim tarzım değil ama emirlere uymak zorundayım. | Open Subtitles | آسف على هذا المشهد المسرحيّ فهذا ليس أسلوبي عادة، لكنّي... |
Ben insanları geride bırakmam. tarzım değil. | Open Subtitles | لستُ أترك أحدًا ورائي، ليس أسلوبي. |
Hayır, benim tarzım değil bu. | Open Subtitles | كلا، ذلك ليس أسلوبي. |
Ayrıca,sıvışmak bana göre değil. | Open Subtitles | بالإضافة إلى ذلك الهرب ليس أسلوبي |
Hiç bana göre değil bu. | Open Subtitles | هذا حتّى ليس أسلوبي. |
Önemli değil. Bu benim stilim değil. | Open Subtitles | , هذا ليس أسلوبي |