Şey, bu -- bu gerçekten de -- büyük bir şey değil. | Open Subtitles | حسناً، إنه... إنه ليس أمراً كبيراً |
Düşündüğün kadar büyük bir şey değil George Michael... | Open Subtitles | هذا ليس أمراً كبيراً يا (جورج مايكل) أنا في الـ 18 الآن |
Bu Önemli bir şey değil. Mesele haline getirmeyelim. | Open Subtitles | إنه ليس أمراً كبيراً لماذا نجعله يقلقنا؟ |
Çok Önemli bir şey değil, sadece bir yıl önce falan hekimliği bırakmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | ليس أمراً كبيراً. ولكنّي إضطررتُ لإيقاف مُمارستي الطب قبل نحو عامٍ. |
Sadece bir konuşma. Büyütülecek bir şey yok. | Open Subtitles | خطبة واحدة ليس أمراً كبيراً |
Büyütülecek bir şey değil. Öyle mi? | Open Subtitles | -هدئي من روعكِ يا امرأة , إنه ليس أمراً كبيراً |
Önemli bir şey değil. Bazen kısa süreli kurdeşen geçiririm. | Open Subtitles | . إن ليس أمراً كبيراً ، أنا أحصل على الحكات كل حين و آخر |
Önemli bir şey değil. Yakındaydım. - Bulmuşsun. | Open Subtitles | إنّه ليس أمراً كبيراً جدّاً، كنت بالقرب من هنا لذا... |
Önemli bir şey değil. | Open Subtitles | أنه حقاً ليس أمراً كبيراً |
Büyütülecek bir şey değil. | Open Subtitles | أنه ليس أمراً كبيراً. |