Bayılırım. Bunlardan hiçbiri sende olduğundan değil tabii. | Open Subtitles | أحب هذا الهراء ليس أنك تملكين مثل هذا الهراء |
Kötü birisi olduğundan değil ama burası sana göre bir yer değil Carl. | Open Subtitles | ليس أنك شخص سيء و لكن هذا ليس المكان الجيد لك,كارل |
Çok titiz olduğundan değil çok tembel olduğundan. | Open Subtitles | انه ليس أنك ذو حس انه فقط انك جدا كسول |
Yeterince güzel, hızlı veya zeki olmadığından değil... sadece hazır değilsin, ve seni hazırlamak için yeterli vaktimiz yok. | Open Subtitles | ليس أنك ذكية بما يكفي, سريعة بما يكفي أو جميلة بما يكفي الأمر فقط أنك لست مستعدة و لا نملك وقتاً كافياً لنجعلك مستعدة |
Yeteneğin olmadığından değil Tyler. | Open Subtitles | أنه ليس أنك لا تمتلك الموهبه يا تايلور |
Senin döl olduğundan değil tabii, ya da döl gibi. | Open Subtitles | ليس, ليس أنك دوده أو تشبهين الديدان |
Şansa ihtiyacın olduğundan değil tabii. | Open Subtitles | ليس أنك تحتاجين للحظ |
Jack, senin kötü olduğundan değil. | Open Subtitles | جاك) إنه ليس أنك كنت سيئًا) |
Annie Liebowitz olmadığından değil. | Open Subtitles | ليس أنك تشبهين (آني ليبويتز). |