Burası şehrin en iyi kısmı değil. | Open Subtitles | خلل في الطاقة هذا ليس الجزء الأفضل من البلدة |
Terk etme kısmı değil artık ne istersem yapmama izin verecek olması kısmı. | Open Subtitles | أعني ليس الجزء الخاص بالهجر الجزء الخاص بأنها ستجعلني أفعل ما أريد |
Borsada işlem yaptığım kısmı değil... o gerçek. | Open Subtitles | ليس الجزء المتعلق بعملي السابق فهذا حقيقي |
Görünüşe göre kamyonla birleşen parçası değil. | Open Subtitles | من الواضح أنه ليس الجزء الخاص بالشاحنة |
Evet, oiyi parçası değil sanırım . | Open Subtitles | حسنا,كنت اعتقد ان هذا ليس الجزء الافضل |
Ama bu delice kısmı değildi. | Open Subtitles | أجل، ولكن ذلك ليس الجزء المجنون. |
Evet, bu aslında benim üzüldüğüm kısım değil, çocuklar. | Open Subtitles | أجل ، هذا حقاً ليس الجزء الذى قلقت عليه ، يا شباب |
Fine'ı takip ediyordum ve beni doğrudan ona götürdü, ama işin ilginç tarafı bu değil. | Open Subtitles | كنت أتعقب(فاين)، وهو قادني إليها مباشرة لكن هذا ليس الجزء المثير |
Ama acı veren kısmı değil bu. İyileşme kısmı bu. | Open Subtitles | ولكن، أتعلمين، ذلك ليس الجزء المؤلم .إنه الجزء المعافى. |
Hayır, önemli olan kadın kısmı değil. | Open Subtitles | ليس الجزء المتعلق بالآنسة هو المهم |
Acı veren kısım bacağımın olan kısmı değil.. | Open Subtitles | أنه ليس الجزء من ساقي الذي يؤذيني |
Fakat bu hikayenin en ilginç kısmı değil. | Open Subtitles | لكن ذلك ليس الجزء المثير في القصّة |
Bilirsin, ilk (sevişme) kısmı değil ama bu.. | Open Subtitles | تعلمين، ليس الجزء الأول منه |
-Bu zor kısmı değil, tatlım. | Open Subtitles | -هذا ليس الجزء الصعب يا عزيزي |
Bu en iyi kısmı değil. | Open Subtitles | هذا ليس الجزء الأفضل . |
Bu hikayenin bir parçası değil. Camı kıramazdı. | Open Subtitles | هذا ليس الجزء الهام من القصه |
Bu rahatlatıcı kısmı değildi. | Open Subtitles | ذلك ليس الجزء المطمئن |
Önemli kısım değil; Evli olmak önemli. | Open Subtitles | ليس الجزء الأهم بل كوننا متزوجين هو الأهم |
Evet, işin ilginç tarafı da bu. | Open Subtitles | أجل، وهذا ليس الجزء الجنوني |