"ليس الوقت" - Traduction Arabe en Turc

    • bir zaman değil
        
    • sırası değil
        
    • zaman değildir
        
    • hiç zamanı değil
        
    • zaman değildi
        
    • vakti değil
        
    • vakit yok
        
    • zaman yok
        
    • zaman olmadığını
        
    • zaman olmayabilir
        
    • de zamanı
        
    • zaman degil
        
    • an zamanı değil
        
    • zamanlama değil
        
    Sosyal çevremi gözden geçirmek için hiç uygun bir zaman değil. Open Subtitles هذا ليس الوقت المناسب بالنسبة لي لمراجعة التقويم الاجتماعي الخاص بي.
    Ayrıca yanıma taşınmayı istemen için doğru bir zaman değil. Open Subtitles والآن ليس الوقت المناسب لتطلب مني السماح لك بالعيش معي
    Hwan Hee şimdi bunun sırası değil. Gwi Mol'un adamları hâlâ bizi arıyor. Open Subtitles هوان هي ، هذا ليس الوقت لذلك غوي مول ما يزال يبحث عنا
    Belki bugün sırası değil ama kızım öldürken sen de oradaymışsın. Open Subtitles ربما اليوم ليس الوقت المناسب لكنّكِ كنت هناك عندما ماتت ابنتي
    Walter, Joanne'i aramak için iyi bir zaman değildir belki. Selam İsrail. Open Subtitles والتر ، ربّما هذا ليس الوقت المناسب لمهاتفة جوان أهلا ، إسرائيل
    Bu masum numaralarının hiç zamanı değil! İkimiz de idam sehpasına çok yakınız! Open Subtitles هذا ليس الوقت المناسب لألاعيبك الطفولية, نحن الأثنين مهددين بالأعدام,
    Duygular için iyi bir zaman değil. Open Subtitles إنه ليس الوقت المناسب للمشاعر و الاحاسيس
    Baban işinden dolayı çok üzgün, Soru sormak için iyi bir zaman değil. Open Subtitles والدك غاضب بسبب عمله وهذا ليس الوقت المناسب لمناقشته
    Şu an benim için iyi bir zaman değil sadece. Open Subtitles انها مجرد ليس الوقت المناسب بالنسبة لي الآن.
    Şu an iyi bir zaman değil. Altıma kaçırmak üzereyim. Open Subtitles ليس الوقت مناسباً أنا على وشك الدخول للحمام
    Onun yanına gitmek için iyi bir zaman değil. Open Subtitles الآن ليس الوقت المناسب كي أذهب اليه، لأني
    Şimdi 3 kişi kaldık. Birbirimize yüklenmenin sırası değil. Open Subtitles الآن هو ليس الوقت الملائم لنا الثلاث للنقسم و ننقلب على بعضنا البعض
    Beni zorlama Bob. Hiç sırası değil. Open Subtitles لا تستفزنى يا بوب، ان هذا ليس الوقت المناسب.
    Bu konuyu tartışmanın hiç sırası değil. Open Subtitles للأسف هذا ليس الوقت المناسب لنناقش هذا الموضوع القديم
    - Kendinizi kaybetmenin sırası değil. Open Subtitles هذا ليس الوقت المناسب لفقد أتزانك 0 أنت علي حق 0
    Belkide sarmısak hakkında konuşmak için iyi zaman değildir? Open Subtitles اعتقد انه ليس الوقت المناسب للتحدث عن الثوم
    Şimdi bunu tartışmanın hiç zamanı değil ama göbek bağını yemem gerekiyor. Open Subtitles هذا ليس الوقت المناسب لمناقشة هذا, ولكني سأقوم بأكل حبلك السري.
    Masa oyunları için doğru zaman değildi. Open Subtitles نعم , أعنى أنه ليس الوقت المناسب للالعاب المملة
    Sana bunu söylemenin vakti değil, biliyorum ama şu ana kadar işemem gerekmiyordu, Kevin. Open Subtitles كيفن, أنا أعرف أن هذا ليس الوقت المناسب لخبارك بهذا ولكنى لم أتبول حتى الآن
    Kaldır kıçını. Kaybedecek vakit yok. Open Subtitles حرك ذنبك و قف على أقدامك ليس الوقت المناسب لضربك
    Lanet, İhtiyar! zaman yok. Bir şeyler yap. Open Subtitles تباً أيها العجوز هذا ليس الوقت , لنفعل شيئاً
    Aç olduğuma karar verebilirim ancak bunun yemek yemek için iyi bir zaman olmadığını da bilirim. TED أستطيع تقرير أنني جائع ولكني أعرف أنه ليس الوقت المناسب للأكل.
    Tüm saygımla General, şu an yeniden toplanmak için kötü bir zaman olmayabilir. Open Subtitles مع احترامي , ايها الجنرال , الان ليس الوقت السئ لان نعيد تجميع انفسنا
    Bunu nasıl söyleyeceğim, şu anda ne yeri ne de zamanı. Open Subtitles كيف يمكنني أن أقول هذا. هذا ليس الوقت أو المكان المناسب
    Belki dogru zaman degil, ama söylemek istiyorum. Open Subtitles ربما هذا ليس الوقت المناسب لذكر هذا لكني أريد أن أصفي الجو
    - Ama... - ...şu an zamanı değil. Open Subtitles لكن الآن ليس الوقت المناسب فعلاً
    İyi bir zamanlama değil sanırım? Open Subtitles إنه ليس الوقت المناسب، أليس كذلك؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus