çok uzak olmayan bir gelecekte, yıkık bir dünyada, geçmişine yakalandı. | Open Subtitles | وفي مستقبل ليس ببعيد عن الآن في عالم محطّم .. أصبحت مطاردة من قِبل ماضيها |
Bundan çok uzak olmayan bir gelecekte, harap olmuş bir dünyada, geçmişi peşini bırakmadı. | Open Subtitles | وفي مستقبل ليس ببعيد عن الآن في عالم محطّم .. أصبحت مطاردة من قِبل ماضيها |
çok uzak olmayan bir gelecekte, yıkık bir dünyada, geçmişine yakalandı. | Open Subtitles | وفي مستقبل ليس ببعيد عن الآن في عالم محطّم .. أصبحت مطاردة من قِبل ماضيها |
Cesedinin bulunduğu bina, klinikten çok uzakta değil. | Open Subtitles | المبنى الذي عثرنا فيه على جثته ليس ببعيد عن العيادة |
Denizden çok uzakta değil. Yarın göreceğim. | Open Subtitles | ليس ببعيد عن البحر سأراكِ غداً |
Ama King onu ırmağın aşağısında yaklaşık bir kilometre uzakta, köye yakın bir yerde buldu. | Open Subtitles | كان كنج هو من وجد مانى على بعد ألف يارده من ضفه النهر ليس ببعيد عن القريه |
Havaalanından fazla uzak olmayan bir depo, boş bir ofis. | Open Subtitles | مخزن.. مكتب فارغ.. مكان ليس ببعيد عن المطار |
Bundan çok uzak olmayan bir gelecekte harap olmuş dünyada, geçmişi peşini bırakmadı. | Open Subtitles | وفي مستقبل ليس ببعيد عن الآن في عالم محطّم .. أصبحت مطاردة من قِبل ماضيها |
Bundan çok uzak olmayan bir gelecekte, harap olmuş dünyada, geçmişi peşini bırakmadı. | Open Subtitles | وفي مستقبل ليس ببعيد عن الآن في عالم محطّم .. أصبحت مطاردة من قِبل ماضيها |
Bundan çok uzak olmayan bir gelecekte harap olmuş dünyada, geçmişi peşini bırakmadı. | Open Subtitles | وفي مستقبل ليس ببعيد عن الآن في عالم محطّم .. أصبحت مطاردة من قِبل ماضيها |
Bundan çok uzak olmayan bir gelecekte harap olmuş dünyada, geçmişi peşini bırakmadı. | Open Subtitles | وفي مستقبل ليس ببعيد عن الآن في عالم محطّم .. أصبحت مطاردة من قِبل ماضيها |
Buraya çok uzak olmayan bir yerde erkek arkadaşımla birlikte kamp yapıyorduk. | Open Subtitles | كنت أخيم، ليس ببعيد عن هنا مع صديقي |
Ve Cork'tan çok uzak olmayan bir yerde, Branson isimli bir aile var. | Open Subtitles | وهنالك عائلة تدعى "برانسون" بمكان ليس ببعيد عن "كورك" |
Vejle Fiyortu, evlerimizden çok uzakta değil. | Open Subtitles | "الخلل" في ضاحية "فايل" ليس ببعيد عن منازلنا. |
İşin garip tarafı, çalınanları eve yakın bir çitin içine saklanmış bulduk. | Open Subtitles | وهذا هو الغريب فى الأمر وجدناهم عند السياج ، ليس ببعيد عن البيت |
Şu an olduğunuz yere fazla uzak olmayan bir su yoluna bırakılmış. | Open Subtitles | مُلقاه بواديٍ ليس ببعيد عن مكانكِ الحالي. |