Bu seninle ve benimle ilgili değil. Bu onunla benim aramda. | Open Subtitles | هذا ليس بخصوص أنا و أنتِ انه بخصوص أنا و هي |
Hesabınla ilgili değil. Bundan daha büyük problemlerin var. | Open Subtitles | هذا ليس بخصوص فاتورة الطاولة لديك مشاكل أكبر من ذلك |
Çözemedim. Bu para ile ilgili değil, evlat. Bu kurallarla ilgili ve kurallara uymamakla. | Open Subtitles | انه ليس بخصوص المال , بني انه بخصوص القواعد |
Değişik diller konuşan insanların nasıl farklı düşündüklerini anlattım, ama tabii bu konu başka yerdeki insanların nasıl düşündüğü hakkında değil. | TED | لقد أخبرتكم أن المتحدثين للغات مختلفة يفكرون بطريقة مختلفة، لكن بالطبع، ذلك ليس بخصوص تفكير الناس في مكان آخر. |
Sınav hakkında değil. Sarışın uzaylılar hakkında. | Open Subtitles | ليس بخصوص الإمتحان بل بخصوص هذه الكائنات |
Öğretme yetenekleriyle ilgisi yok. | Open Subtitles | يعترف ؟ أن هذا ليس بخصوص قدرته على التدريس أنهجيدفى ذلك. |
Bunun ameliyatlarla veya öne çıkmakla alakası yok. | Open Subtitles | هذا ليس بخصوص الجراحات هذا بخصوص المضي بحياتي |
Bu, mobiletle alakalı değil. Önümüzdeki 5 sene boyunca yapmak istediğimiz her şeye, güle güle dedik. | Open Subtitles | هذا ليس بخصوص الدراجة سوف تعاقبنا لمدة5سنين ولن نتمكن من فعل شئ |
- Lütfen kapatmayın. Bu makineyle ilgili değil, sizinle ilgili. | Open Subtitles | ارجوك لا تغلق الخط ليس بخصوص الكاميرا بل بخصوصك |
Ama bu olay, hastane politikasıyla ilgili değil, tamam mı? | Open Subtitles | لكن هذا ليس بخصوص سياسة المستشفى , مفهوم؟ |
Ego veya güç ile de ilgili değil. Özümüzle ilgili. | Open Subtitles | أنا أطلب أن تستمر الحركة لأن الأمر ليس بخصوص المكسب الشخصى |
Bu parayla ilgili değil. Sırlar, yalanlar ve aç gözlülükle ilgili. | Open Subtitles | الأمر ليس بخصوص المال , انه بخصوص الأسرار و الأكاذيب و الطمع |
Bu şey silah satmakla ilgili değil, küresel imha ile ilgili. | Open Subtitles | هذا ليس بخصوص بيع الأسلحة. بل حول إبادة عالمية |
Bu, aynı cinsiyetten iki insanın birleşmesiyle ilgili değil. | Open Subtitles | الموضوع ليس بخصوص أرتباط شخصان من نفس الجنس |
Tabi ki, bu sadece iPhone hakkında değil. | TED | بالطبع,هذا كله ليس بخصوص اي فون فقط. |
Dava hakkında değil, kendin hakkında. | Open Subtitles | ليس بخصوص القضية ولكن بخصوصك انت |
Hayır, Rosen'ın kızı hakkında değil. | Open Subtitles | لا ، انظر ليس بخصوص ابنة روسين |
bununla bir ilgisi yok. polis işi. | Open Subtitles | ليس بخصوص هذا، إنه عمل في الشرطة |
Bak bu çok tatlı.Bunun kızlarla ilgisi yok. Gerçekten yok,sadece... | Open Subtitles | ذلك لطف منك، لكنه ليس بخصوص الفتيات |
Bak, parayla alakası yok. Arkadaş olduğumuzu zannediyordum. | Open Subtitles | الأمر ليس بخصوص المال من المفترض أننا أصدقاء |
Bak bunun benim iyi polis olmamla falan alakası yok. | Open Subtitles | انظر , ذلك ليس بخصوص كونى شرطية جيدة او اياً كان |
Bu parayla alakalı değil, bu Liz ile kendi sorunlarımla... | Open Subtitles | هذا ليس بخصوص النقود بل بخصوص قضيتي الخاصة |