"ليس بقدر ما" - Traduction Arabe en Turc

• kadar değil

Biz sadece yaptığımız gibi rağmen muhtemelen kadar değil.
على الرغم من أننا ربما ليس بقدر ما فعلنا للتو

Hayatına çok değer veriyorum, ama dünyadaki yaşama verdiğim kadar değil.
أضع قيمة كبيرة على حياتك ولكن ليس بقدر ما كنت مكان على الحياة في العالم.

Sorduğum sorulara cevap vermeyen insanlarla ilgilendiğim kadar değil.
ليس بقدر ما ابحث عن الناس الذين لا يجاوبون على السؤال مباشرة

Muhtemelen senin bildiğin kadar değil ama düşündüğün kadar da az değil.
ربّما ليس بقدر ما تعرف، لكن ليس قليلاً كما تعتقد.

Senin kadar değil.
لا , طبعاً لا ليس بقدر ما أحبكِ

- Seni tanımak istediğim kadar değil. - Çok hos.
ليس بقدر ما أريد عقد علاقة متينه معك - هذا ساحر -

Yalnız olmayı sevdiğin kadar değil.
ليس بقدر ما تحبي ان تكوني لوحدك

En iyi dostunu koruduğun kadar değil.
ليس بقدر ما كنت تحمي أعز أصدقائك

Evet ama şu anda sizden nefret ettiği kadar değil.
لكن ليس بقدر ما يكرهونكم الآن.

- Az sonra senin kaybedeceğin kadar değil.
ليس بقدر ما أنت على وشك أن تفعل

Belli ki seni hafife almışım, Leo ama senin beni hafife aldığın kadar değil.
"ربما قد إستخففت بك, "ليو لكن ليس بقدر ما إستخففت بي

Yeterli kadar değil ama orman hizmetleriyle konuştum videodaki ağaç türlerine bakarak o ağaçların buradaki 6 mil kare'lik alanda yetiştiğini söylediler.
ليس بقدر ما أودّ، لكنّي تحققتُ مع خدمة الغابة، هذه الأنواع من الأشجار في الفيديو ينمو مُعظمها في منطقة الستّة ميل مربع هذه.

- İstediğim kadar değil ama biraz tanırdım.
ليس بقدر ما أردتُ، لكن عرفتُه قليلاً.

- Beni hamile bırakan adam kadar değil.
ليس بقدر ما انت مغفل لتضع طفلا بداخلي

Birbirinizi mutlu ettiğiniz kadar değil.
ليس بقدر ما يجعل كل منكما سعيداً.

Onun beni yanlış tanıdığı kadar değil.
لم أفعل ليس بقدر ما أساء بحقى

- Senin yaktığın kadar değil.
ليس بقدر ما آذيتني

Benim onlardan ettiğim kadar değil elbette.
ليس بقدر ما كنت أكرههم

Hayır, istediğim kadar değil.
لا، ليس بقدر ما أودّ أن أعرفه

Bunu hoşuma gideceği kadar değil.
ليس بقدر ما سأستمتع بهذا