Bu durum gerçek değil. | Open Subtitles | هذا الموقف برمته ليس حقيقيّاً. |
Bu gerçek değil. Bu gerçek değil. | Open Subtitles | هذا ليس حقيقيّاً هذا ليس حقيقيّاً |
Ama sen söyledin bu dünya gerçek değil. | Open Subtitles | لكنّك قلت أنّ هذا العالَم ليس حقيقيّاً |
Söylediklerini hatırla. O gerçek değil. | Open Subtitles | تذكّري ما قلتِه إنّه ليس حقيقيّاً |
Söylediklerimin gerçek olmadığını mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتظنين أنّ ما أخبرتك به ليس حقيقيّاً |
Hiçbir şey gerçek değil. O da gerçek değil. | Open Subtitles | لا شيء حقيقيّ وهو ليس حقيقيّاً |
gerçek değil. | Open Subtitles | إنّه ليس حقيقيّاً |
Bu gerçek değil. | Open Subtitles | هذا ليس حقيقيّاً |
Bu gerçek değil. | Open Subtitles | هذا ليس حقيقيّاً |
Hançer gerçek değil. | Open Subtitles | -الخنجر ليس حقيقيّاً |
O gerçek değil. Emma bunu sen kendin söyledin. | Open Subtitles | ليس حقيقيّاً (إيمّا)، قلتِ ذلك بنفسك |
Bu gerçek değil. | Open Subtitles | -هذا ليس حقيقيّاً . |
O gerçek değil. | Open Subtitles | ليس حقيقيّاً |
O nedenle Cavallo'nun gerçek olmadığını söylemeyin bana. | Open Subtitles | لذا لا تخبريني أنّ (كافالو) ليس حقيقيّاً |
gerçek olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلمُ أنّه ليس حقيقيّاً. |
Herkes öcünün gerçek olmadığını bilir. | Open Subtitles | يعلم الجميع أنّ "البعبع" ليس حقيقيّاً. |