"ليس ذنبها" - Traduction Arabe en Turc

• onun suçu değil
• onun hatası değil
• suçu yok
• onun hatası değildi
• onun hatası olmadığını

onun suçu değil ama arabada pestilimiz çıkacak.
ليس ذنبها ولكن أخشى أننا سوف نكون مكدسين جداً في العربة

onun suçu değil ama. O daha yaşlı.
الذنب ليس ذنبها, تعلمين إنها كبيرة في السن.

Biliyorsun, bu onun suçu değil. Yardıma ihtiyacı var.
كما تعلمين هذا ليس ذنبها ، إنها بحاجة للمساعدة

Ama bu onun hatası değil hemen hemen herkes böyledir.
لكن هذا ليس ذنبها معظم الناس هكذا

Açık tutmaya çalışıyordu. onun hatası değil.
إنها تحاول غلق فمها, إنهً ليس ذنبها

Ve kadıncağızın hiç suçu yok, bir kere çocuklar sayıca üstün.
وهذا ليس ذنبها هي مُجبرة على ذلك

Efendim, gerçekten onun hatası değildi.
سيدي الرئيس ، هو حقا ليس ذنبها.

Onu bulup, dövülmemin onun hatası olmadığını söylemeliyim.
-عليّ إيجادها وإخبارها بأن الذنب ليس ذنبها.

Biyolojik annen olması senin suçun değil, biyolojik kızı olman da onun suçu değil.
ليس ذنبك أنها أمك الحقيقية أيضاً ليس ذنبها أنك إبنتها الأصلية

Bekle. Onun tüm görüntülerini laboratuvarda tuttuk, bu onun suçu değil.
تمهلي للحظة، لقد جعلناها تبقي جميع الأفلام في المختبر، هذا ليس ذنبها

Bu genç adamların ölmeleri için yabancı ülkelere gönderilmesi onun suçu değil.
إنه ليس ذنبها في أن نرسل الشباب اليافع لينالوا مصيرهم في البلدان الأخرى

Mimlisin. Ayrıca bu onun suçu değil.
لا يهمّ، لديكَ سابقة وهذا ليس ذنبها

Evde bir kunduz sorunu yaşanması onun suçu değil.
ليس ذنبها أنك تعاني من مشكلة مع القنادس

Bu onun suçu değil. O bir suçlu değil.
انه ليس ذنبها ,انها ليست مجرمه

- Böbreklerinin iflas etmesi... onun suçu değil.
ليس ذنبها أنها مصابة بفشل كلوي.

onun hatası değil.
ليس عدلا. ليس ذنبها.

- Bu, onun hatası değil. - Sus sen. Git.
هذا ليس ذنبها - أحفظه لنفسك -

Bu onun hatası değil.
فهذا ليس ذنبها

Bu onun hatası değil.
هذا ليس ذنبها.

onun hatası değil.
ليس ذنبها

Bu onun hatası değil.
هذا ليس ذنبها

Ona bağırma. Onun suçu yok.
مهلا, لا تصرخ في وجهّها - ليس ذنبها

Ama bu onun hatası değildi.
لكن الذنب ليس ذنبها.

onun hatası olmadığını biliyorum ve bu şekilde hissetmekten nefret ediyorum.
ليس ذنبها أنني أكره هذا الشعور.