- Yeni olmak kolay değildir. - Şuradan. | Open Subtitles | نعم ان تكونى جديده ليس سهلا ها هو المنزل |
Buffy, biriyle birlikte yaşamak kolay değildir. Kalemlerini açtığında hepsi aynı boyda olsun diye cetvelle ölçüyor. | Open Subtitles | العيش مع شخص آخر ليس سهلا جدا ، بالذات بالنسبة لطفل وحيد |
Bizi nereye götürdüğünü veya ne olduğunu bilmek her zaman kolay değildir. | Open Subtitles | ليس سهلا ً دائما ص لمعرفة ماهو أو أين سيقودنا |
Bak, kaba olmaya çalışmıyorum, fakat bu göründüğü kadar kolay değil, | Open Subtitles | لا أريد أن أكون فظا لكن ذلك ليس سهلا كما يبدو |
Dinle, sana birşey sormam gerek. Benim için kolay değil. | Open Subtitles | أريد أن أطلب منك شيئا وهو ليس سهلا بالنسبة لي |
Ben de öyle. Ama bu iş, o kadar da basit değil, Hopsie. | Open Subtitles | و انا كذلك ، و لكن هذا ليس سهلا كما يبدو يا هوبسى |
hiç de kolay olmadığını biliyorum. Bu yapabildiğin için sana hayranlık duyuyorum. | TED | ليس سهلا كما أعرف ويعجبني أن تستطيع ذلك. |
Patrick, özsaygı kazanmak kıyafet değiştirmek kadar kolay değildir. | Open Subtitles | باتريك الحصول على احترام الذات ليس سهلا مثل تغيير الملابس |
Gençlik aşkı kolay değildir özellikle ölüm kalım anında. | Open Subtitles | حب المراهقين ليس سهلا خصوصا عندما يتعلق بالحياة والموت |
Şu anda, yargıç senin suçlu olduğunu düşünebilir ve soğukkanlı bir katili serbest bırakmak kolay değildir ulusal güvenlik adına olsa bile. | Open Subtitles | حاليا، ذلك القاضي يعتقد بأنك المذنبة و ليس سهلا ترك قاتل بدم بارد حرا |
12 yıl süren bir gizli görevden çıkmak kolay değildir. | Open Subtitles | انظر, العودة بعد العمل تحت التخفي لـ12 سنة ليس سهلا على اي احد |
Ortağının ölümüne yas tutmak kolay değildir. | Open Subtitles | ليس سهلا أبدا الحزن على موت شريكك |
Beni korkuttun ki beni korkutmak kolay değildir. | Open Subtitles | لقد أخفتينني وما ليس سهلا ً تحقيقه |
Değişikliği benimsemek kolay değildir. | Open Subtitles | إن تبني التغيير ليس سهلا أبدا. |
Buralarda büyümek hiç kolay değildir. | Open Subtitles | ليس سهلا أن تكبُر في مكان كهذا ؟ |
Buraya gelerek senden bunları istemek benim için de kolay değil. | Open Subtitles | هذا ليس سهلا علي ، أن آتي هنا وأطلب منك هذا |
Wal-Mart önümüzdeki yıl 100 milyon florasan ampul satacağını belirtti. Ama bu kolay değil. | TED | والزمت وول مارت نفسها بأنهم سيبيعون 100 مليون مصباح اضافي للعام القادم ، لكن هذا ليس سهلا. |
Evet, burada. Bu konuda bana biraz zaman tanı. O kadar basit değil. | Open Subtitles | أجل ، أحتاج للوقت حتى اصلح ما فعله ولا تنسي الامر ليس سهلا |
Bu kadar kolay olmadığını görüyorsunuz, buna savaş neden oldu. | TED | وكما تتوقعون فان الأمر ليس سهلا فالحرب لم تكن وراء هذا |
İşin içinde Joker varken, asla kolay olmaz. | Open Subtitles | انه ليس سهلا ابدا مع الجوكر |
Biliyorsun Steve, sanat yönetmenlerinin işi hiçbir zaman kolay olmadı. | Open Subtitles | أتعلم يا ستيف , عمل المخرج الفني ليس سهلا أبدا |
- Bu hiç de kolay olmayacak. - Evet, olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون الأمر سهلا لا, ليس سهلا |