"ليس سيء" - Traduction Arabe en Turc

• kötü değil
• Fena değil
• kötü sayılmaz
• kötü değildir
• kötü değilmiş
• Fena değilmiş
• fena sayılmaz

O kadar da kötü değil. Bence biraz rahat bırakmalısın.
إنهُ ليس سيء جداً، فمن الواجب أن تُعطيه فرصةٌ أخرى؟

Aslında ben daha kötü bekliyordum, beklediğim kadar kötü değil.
في الحقيقة الوضع ليس سيء كما تصورته لقد توقعتي هذا.

Ben senin yaşındayken evlendim, o kadar da kötü değil aslında.
، أنا تزوجت عندما كنت في عمرك أنه ليس سيء جداً

Ki hiç Fena değil. Fakat Peyton dört tane attı.
الذي هو ليس سيء , ماعدا بيتن كان لديه أربعة

Koleji bitirmemiş bir adam için hiç Fena değil.
‫ليس سيء لشخص لم يكمل الجامعة , أليس كذلك؟

Adamı korkutarak anlaşmaya ikna ettirebilirsem bu çok da kötü sayılmaz.
ذلك ليس سيء... لو إستطعت إخافة هذا الفتى للحصول على صفقة

Bana bir film için fikir veriyordu. O kadar da kötü değil.
إنه لديه فكرة عن الفيلم، إنه ليس سيء حتى الآن.

Pekala, o kadar da kötü değil. Doktorlarla konuştum, birkaç hafta içinde eski haline döneceğini söylediler.
ليس سيء للغاية، يقول الاطباء ستعود كما كنت

Girmek istemeyeceğim prostat problemi dışında, ...o kadar da kötü değil.
عدا القليل من مشاكل البروستات التي لن نتكلم عنها الامر ليس سيء جدا

Çok kötü değil. İyi de değil, ama kötü de değil.
هذا ليس سيء وليس جيد ايضاً ولكنه ليس بذلك السوء

Ama göründüğü kadar kötü değil, gerçekten.
بالتأكيد . لكن الجرح ليس . سيء كما يبدو عليه.

Tam olarak kötü değil. ABD için kötü.
,ليس سيء عامة ً . و لكنه سيء بالنسبة لأمريكا

Acemi biri için hiç Fena değil!
عالية قليلا, لكن ليس سيء بالنسبة لمبتدئة

- Bir şey izliyorum. - Aa, televizyon. Evet, Fena değil.
ــ أنا أشاهد شيء ما ــ أووه, أووه, التلفزيون, حسنا, ذلك ليس سيء

Tek gecelik bir iş için Fena değil ha?
ليس سيئاً، أليس كذلكَ؟ ليس سيء لعمل الليلة

Fena değil, eşyaların çoğunu çöp torbasına atıyorum.
ليس سيء, في الغالب فقط رمي الأغراض في أكياس القمامه

- Tamam, Fena değil. - Çok iyiydi gençler!
حسناً ليس سيء يارفاق ذلك كان جيد جداً يارفاق

Son yarışla birlikte toplam 470,000 peso kazandık. Hiç Fena değil.
مع اخر سباق جمعنا 470 ألف بيزووس ، ليس سيء

Para kazanıyoruz, hem ayrıca, bu mekan tamamıyla kötü sayılmaz.
نحن نجني المال الآن وإلى جانب ذلك .. هذا المكان ليس سيء للغاية

Belki bu adamlar o kadarda kötü değildir.
ربما هذا الرجل ليس سيء جدّاً بعد كل هذا. أنظري إلى هذا.

Sanki burası yeterince kötü değilmiş gibi.
وكأن هذا المكان ليس سيء بما يكفي.

- Harika, bunu yapabilirim. - Fena değilmiş. - Gerçekten mi?
عظيم , يمكنني فعل هذا - هذا ليس سيء صحيح ؟

Evet,ilk sıra. Bir çiftlik çocuğuna göre fena sayılmaz.
آجل, المركز الآول ليس سيء جداً بالنسبة لفتى المزرعة