"ليس سيئ" - Traduction Arabe en Turc

• kötü değil
• fena değil
• kötü sayılmaz
• fena değildi

O kadar da kötü değil Beni dans ederken görmedin
. ذلك ليس سيئ . أنتى لم ترينى أبداً أرقص

Slaytlarda da görüldüğü gibi durum rapor edildiği kadar da kötü değil.
الشريحة تشير إلى أن إستعداد أفراد القسم البحري الأول ليس سيئ مثلما ذكر

Ama yine de çift taraflı zatürree kadar kötü değil, değil mi?
حسناً، الأمر ليس سيئ جداً مقارنةً بذات الرئتين.

Çok güzel. fena değil. Korkunç bir tescilli marka ihlali.
اسم جميل. ليس سيئ. انتهاك عظيم للعلامة التجارية.

Bu işi kıvırırsak, 5 milyon dolar alacağız. fena değil!
سنفجر القنبلة و نحصل على 5 مليون دولار ليس سيئ على الإطلاق

- fena değil, Jackson.
ليس سيئ بالنسبه لك يا جاكسون نلت ثلاثة من العائلات

Senin gibi birinden çıkması kötü sayılmaz.
ليس سيئ , أن يصدر هذا من شخص مثلك

Yani o kadar da kötü değil. Bebek senin sonun olacak.
أعني بأن الأمر ليس سيئ تماماً فتنتهين بطفل

Demek ki işi Shirk'ler yapacak. Bu o kadar kötü değil.
إذن فآل (شرك) هم من سيصلح المنزل ، هذا ليس سيئ

Ama bu çok kötü değil, bilirsin? Ve şimdi biz Astrid'le...
ذلك ليس سيئ جدا، وذلك لاني لدي الان أسترد...

Gördüğün gibi Stitch'inkiler kadar kötü değil.
كما ترى، هو ليس سيئ كما كان أستيتش.

Kalça yarası çok kötü değil.
جرح وركه ليس سيئ لكن رئته في حالة مزرية

Şarkı söylemesi, gitar çalması ve kalçalarını sallaması hiç de kötü değil.
انه ليس سيئ في الغناء و اللعب و الهز

Çok da kötü değil.
انه الأمر ليس سيئ لهذه الدرجة.

Burası bir bodrum için hiç fena değil. Önceden ne için kullanılıyordu?
أصغِ، هذا ليس سيئ جداً بسرداب بما يستخدموه؟

İş zor ve sıkıdır, ama ücret fena değil.
انه ضيق والعمل صعب لكن الاجر ليس سيئ.

Evet, hiç fena değil.
نعم، أعتقد أن هذا ليس سيئ جداً.

Hayır. "İki numara da fena değil." dedi.
كلا هو قال الرقم اثنين ليس سيئ *يقصدها *

Hiç te fena değil.
ليس سيئ مطلقاً.

Şey, o kadarda kötü sayılmaz.
حسنا ً, هذا ليس سيئ علي الاطلاق

- Hiç fena değildi, Jackson!
ليس سيئ بالنسبه لك يا جاكسون