"ليس شيئًا" - Traduction Arabe en Turc

    • şey değil
        
    • şey değildir
        
    • olay değil
        
    Ama normalde bu kesinlikle maruz kalabileceği bir şey değil. Open Subtitles لكنّه ليس شيئًا يُمكنه التّعرض له في مدار الأشياء الطّبيعيّة.
    Yani bunun gibi bir şey gördüğünüzde, bu denemek zorunda olduğunuz bir şey değil. TED إذًا عندما ترى هذه النوع من الأشياء، هذا ليس شيئًا يتوجب عليك اختباره.
    Ciddi bir şey değil ama 1-2 gün daha kalman gerekebilir. Open Subtitles إنّه ليس شيئًا خطيرًا، ولكنّكِ لرُبّما .ستضطّرين للبقاء ليومٍ إضافيّ أو يوميْن
    Ama kalp rahatsızlığı göz ardı edilecek bir şey değildir. Open Subtitles ولكن الأزمة القلبية ليس شيئًا يمكن إهماله
    Hapishanede bile, birini kilit altında tutmak küçük bir olay değil. TED حتى في السجن، هذا ليس شيئًا صغيرًا أن تحتجز شخصاَ ما.
    Herkesin bilmesini istediği bir şey değil, fakat yakınlıkları eskiye dayanıyor. Open Subtitles إنّه ليس شيئًا يحبّ أن يعلمه الجميع لكنّهما يعرفان بعضهما منذ القدم
    Hayatının aşkını kaybetmek öyle insanın birkaç ayda atlatabileceği bir şey değil. Open Subtitles فقدان حُبّ حياتك ليس شيئًا يمكنك التغلّب عليه في بضعة أشهر
    Hiç telefon hattı yok. Başarması kolay bir şey değil. Open Subtitles لا يوجد إستقبال هاتفي وهذا ليس شيئًا يسهُل تحقيقه
    Bunu en iyi siz biliyorsunuzdur. Benim cevaplayacağım bir şey değil bu. Open Subtitles ،لابُد أنّ المتهم أن يعرف هذا أكثر منّي .هذا ليس شيئًا يُمكنني الرد عليه
    Bu kötü bir şey değil. Bu senin iyi biri olduğunun işareti. Open Subtitles هذا ليس شيئًا سيئًا، إنه يعني أنك شخص صالح.
    Bu kötü bir şey değil. Bu senin iyi biri olduğunun işareti. Open Subtitles هذا ليس شيئًا سيئًا، إنه يعني أنك شخص صالح.
    İnanın bana, bu yalnız başına yapmak istediğim bir şey değil. Open Subtitles صدقني، هذا ليس شيئًا أرغب في فعله بمفردي
    Öyle sokaktan bulabileceğin bir şey değil. Open Subtitles هذا ليس شيئًا يُمكنك السير في الشارع والتوقف لشراءه
    ". Yani, çocukken boşluk tarafından yutulma korkum gayet doğaldı. Fakat mantıklı değildi. Çünkü boşluk tarafından yutulma herhangi birimizin tecrübe edebileceği bir şey değil. TED إذن كان طبيعيًا بالنسبة لي كطفل أن أخاف من أن يبتلعني العدم لكنه لم يكن منطقيًا لأنه أن يتم إبتلاعنا بالعدم ليس شيئًا أي أحد منا سيعيش كي يجربه.
    Hapishane sistemini değiştirmek basit bir şey değil. TED ليس شيئًا سهلًا أن تغير نظام سجن
    Bize özel bir şey değil. TED هو ليس شيئًا استثنائيًا بالنسبة لنا.
    Bu,o kadar heyecanlanacak bir şey değil, değil mi? Open Subtitles ذلك ليس شيئًا للحصول على الهوس، حقًا؟
    Bilirsiniz, evlilik... hep neşeli devam eden bir şey değildir. Open Subtitles .. تعرفون، الزواج ليس شيئًا تخوضه باستخفاف
    Belki bu kötü bir şey değildir. Open Subtitles حسنًا, ربما هذا ليس شيئًا سيئًا
    Bir insanı kilit altına almak küçük bir olay değil. TED عندما نحجز شخصًا ما، هذا ليس شيئًا صغيرًا.
    - Aslında bir olay değil. Open Subtitles -حقًا ليس شيئًا مهمًا .

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus