"ليس عذرا" - Traduction Arabe en Turc

    • bahane değil
        
    • mazeret değil
        
    • mazereti yok
        
    • mazeret olmadığını
        
    • affettirmez
        
    • mazeret olamaz
        
    Bu gerçekten berbattı, ve,hayır, bu bir bahane değil ve ben biliyorum. Open Subtitles لقد كنت في لحظات من الإضطراب ولا, هذا ليس عذرا وأعلم ذلك
    Bu bir bahane değil ama saygısızlık etmek istemiştim. Open Subtitles أعني, هذا ليس عذرا, حسنا؟ ولكنني لم أقصد تقليل الاحترام أو أي شيء من ذلك.
    bahane değil. Meşgulüm, çalışma büyüyo... Open Subtitles هذا ليس عذرا ..أنا مشغولة، هذه الدراسة هو
    Eşinizin ölümü yüzünden üzgün olduğunuzu anlıyorum ama bu, ölümcül bir hata yapmanız için mazeret değil. Open Subtitles أنا أتفهم أنك مستاء من وفاة زوجتك لكن هذا ليس عذرا لارتكاب خطأ فادح آخر
    Bizi karısına katlanmak zorunda bırakmasının geçerli mazereti yok. Mary! Open Subtitles و ذلك ليس عذرا ً ليفرضها علينا جميعا ً (ماري)
    Bunun bir mazeret olmadığını biliyorum ama en azından neden yaptığını anlarsın. Open Subtitles وأعرف بأن هذا ليس عذرا َ لاكنك ترى لماذا هي فعلت ذلك
    Halimden anlaman için söylemedim, ve bu bir bahane değil. Open Subtitles أنا لا أبحث عن الشفقه, أيضا هذا ليس عذرا.
    Bütün karidesleri yemesi için yeterli bir bahane değil. Open Subtitles نعم هذا ليس عذرا لإلتهام كل الربيان
    Bunları söyleyeceğiz. Ama bu bir bahane değil tatlım. Open Subtitles سنعاتبه على هذا ولكنه ليس عذرا عزيزي
    bahane değil ama üvey babası şeytani biriymiş. Open Subtitles إنه ليس عذرا, و لكن كان زوج أمه شرير
    Kocanı öldürmek için bir bahane değil. Open Subtitles هذا ليس عذرا لمحاولة قتل زوجك.
    Evet, ama bu bir bahane değil. Open Subtitles نعم , ولكن هذا ليس عذرا
    Bu bir bahane değil seni ölüm perisi. Open Subtitles هذا ليس عذرا , ياوجه الشؤم
    Tabi bu bir bahane değil. Open Subtitles لكن هذا ليس عذرا
    Bu seni incitmek için bir bahane değil. Open Subtitles وهذا ليس عذرا لجرحي لك
    Bunu yaparak ona yardım ettiğimi sanıyordum, tabii bu bir mazeret değil. Open Subtitles إعتقدت بأنني كنت أعمل الشيء الصحيح حاولت مساعدتها، لكنه ليس عذرا
    mazeret değil biliyorum ama gerçekten utanıyorum. Open Subtitles أعرف أن هذا ليس عذرا ولكن يجب أن أنا أسف جدا أنا أسف فعلا
    Bu, normal işlerinizden kaçmak için bir mazeret değil. Open Subtitles هذا ليس عذرا للخروج من الأنشطة العادية.
    ikimizde biliyoruz bunun mazereti yok, başçavuş. Open Subtitles كلانا نعرف أن هذا ليس عذرا أيها القائد
    Rex öldüğünden beri kendimi garip hissediyorum. Bunun bir mazeret olmadığını biliyorum. Open Subtitles أشعر بالغربه منذ موت ريكس ، لكن هذا ليس عذرا
    Ama bu, yaptıklarını kesinlikle affettirmez. Anne sevgisi, pek çok suçun bahanesi olabilir. Open Subtitles لكنه ليس عذرا لما فعلته حب الأم قد يغطى ذنوب عديدة
    Bu açıklama bir mazeret olamaz. Ne pahasına olursa olsun ölecek. Open Subtitles التفسير ليس عذرا سنقتل الفتاه مهما كان السبب

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus