Ve artık endişelenmene gerek yok çünkü ortada bilinecek bir şey kalmadı. | Open Subtitles | و ليس عليكِ القلق بعد الآن لإنهُ لم يتبقي شىء ليتم إخباره. |
Bak, söyledim sana. Benim için endişelenmene gerek yok. | Open Subtitles | إنظري، لقد أخبرتكِ انه ليس عليكِ القلق بشأني |
Bu konu hakkında endişelenmene gerek yok. | Open Subtitles | ليس عليكِ القلق بشأن القضية بعد الأن |
Glee kulübü için endişelenmene gerek yok. | Open Subtitles | ليس عليكِ القلق على نادي الغناء |
Elicabeth ya da benim için endişelenmene gerek yok. | Open Subtitles | ليس عليكِ القلق علي او على أليزابيث. |
endişelenmene gerek yok. | Open Subtitles | ليس عليكِ القلق بشأن ذلك |
endişelenmene gerek yok. | Open Subtitles | ليس عليكِ القلق بشأن ذلك |
endişelenmene gerek yok. | Open Subtitles | ليس عليكِ القلق |
Artık daha fazla endişelenmene gerek yok çünkü Monako Asil Ailesinin yeni olumlu imajı artık sağlam. | Open Subtitles | ...حسنًا ليس عليكِ القلق بعد الآن ..."لأن الصورة الإيجابية للأُسرة المالكة لـ "موناكو |
endişelenmene gerek yok. | Open Subtitles | إنظري، ليس عليكِ القلق. |
Yani, Lavon Hayes'in seni geri kazanmaya çalışması hakkında endişelenmene gerek yok. | Open Subtitles | لذا,ليس عليكِ القلق بشأن محاولة (لافون هايز) إستعادة حٌبكِ ثانية |
Lopanların dava açması konusunda da endişelenmene gerek yok, çünkü o işi hallettim. | Open Subtitles | و ليس عليكِ القلق بأن يقاضيكِ آل (لوبان) لأنني إعتنيت بهم |
Ama onun için endişelenmene gerek yok Vee, gerçekten. | Open Subtitles | ولكن ليس عليكِ القلق منها يا (في) صدقيني |
endişelenmene gerek yok. | Open Subtitles | ليس عليكِ القلق |
Ama bizim hakkımızda endişelenmene gerek yok. | Open Subtitles | لكن ليس عليكِ القلق بشأني و (بين). |