| Sadece yorgunum. Hiçbir şey yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | انا تعبانة فقط ، ليس عليك ان تفعل اي شيء. |
| Eğer yaşantını kendine saklamak istiyorsan bana saygısızlık olmasın diye, bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | اذا كنت تحاول الحفاظ على حياتك الخاصة احتراما لي، كما تعلم ليس عليك ان تفعل ذلك |
| Bütün bu şeyleri benim için yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس عليك ان تفعل كل هذي الاشياء من اجلي |
| Lan be Bill. Bunu yapmana gerek yok. | Open Subtitles | اللعنة , بيل ليس عليك ان تفعل ذلك |
| Farklı bir şey yapmana gerek yok. | Open Subtitles | اسمع ليس عليك ان تفعل اي شيئ مختلف |
| Senin bir şey yapman gerekmez. | Open Subtitles | ليس عليك ان تفعل شيئا |
| Ama bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لكن ليس عليك ان تفعل ذلك |
| Bunu yapmana gerek yok. Senin için ben yapabilirim. | Open Subtitles | ليس عليك ان تفعل هذا يمكنن ان افعله |
| Bana bunları yapmana gerek yok. | Open Subtitles | ليس عليك ان تفعل كل هذا معى |
| Şimdi bunu yapmana gerek yok. | Open Subtitles | ليس عليك ان تفعل هذا هنا |
| - Bunu yapmana gerek yok, sorun değil. | Open Subtitles | ليس عليك ان تفعل ذلك، لا باس |
| Bunu yapman gerekmez. | Open Subtitles | ليس عليك ان تفعل هذا بى. |
| Bunu yapman gerekmez. | Open Subtitles | ليس عليك ان تفعل هذا |