"ليس علينا أن" - Traduction Arabe en Turc

    • zorunda değiliz
        
    • gerek yok
        
    • gerekmiyor
        
    • gerekmeyecek
        
    • zorunda da değiliz
        
    Glory'i öldürmek zorunda değiliz. Töreni yapmasına engel olalım yeter. Open Subtitles ليس علينا أن نقتلها علينا فقط منعها من أداء الطقوس
    Kızların yapmamızı istediği her şeyi yapmak zorunda değiliz, değil mi? Open Subtitles ليس علينا أن نقوم بما تطلبه الفتيات منّا ، صحيح ؟
    Artık buraya takılıp kalmak zorunda değiliz. İstediğimiz an uçağa binip gidebiliriz. Open Subtitles ليس علينا أن نظلّ عالقين يمكننا ركوب الطائرة و الرحيل متى أردنا
    O kadar abartmamıza gerek yok. Daha uygun yollar mevcut. Open Subtitles ليس علينا أن نبالغ لهذه الدرجة هناك وسائل أخرى متوفرة
    Orada yaşamamıza gerek yok, en azından bir Waverly Hills adresimiz olurdu. Open Subtitles ليس علينا أن نعيش هنالك لكن سيكون لدينا عنوان في وفري هيلز
    Bizim ayrıca kapasite için endişelenmemiz de gerekmiyor. TED ليس علينا أن نقلق بشأن القدرة الاستيعابية.
    Kızların yapmamızı istediği her şeyi yapmak zorunda değiliz, değil mi? Open Subtitles ليس علينا أن نقوم بما تطلبه الفتيات منّا ، صحيح ؟
    Neyse ki elimizi sallayıp tahmin etmek zorunda değiliz; evrim, matematiksel olarak kesin bir kuramdır. TED لحسن الحظ ليس علينا أن نضرب ايدينا و نحزر فالتطور هو نظرية رياضية دقيقة جدا
    Çok şükür ki bu sayıyı elimizle hesaplamak zorunda değiliz. TED لحسن الحظ، ليس علينا أن نحسب هذا العدد يدوياً.
    İstemiyorsanız, biz duymak zorunda değiliz. Open Subtitles نعم ليس علينا أن نسمع ذلك إذا كنت لا تريدين ذلك
    Konuşabiliriz. Hemen karar vermek zorunda değiliz. Open Subtitles نستطيع أن نتحدث لاحقاً ليس علينا أن نقرر الآن
    Ne seni ne de onların hiç birisini bırakmak zorunda değiliz. Open Subtitles ليس علينا أن نترك أي أحدٍ يذهب, ولا حتى أنت.
    Geriye döneceğimiz ve süreç içinde onu daha soğuk ve yararsız... yapacak keşifler ortaya çıkaracağımız oyunları oynamak zorunda değiliz. Open Subtitles ليس علينا أن نلعب لعبتهم حيث دائماً نعود للوراء يجب أن نتقدم بأساليب إبداعية غير مستخدمة
    Bunu, hemen şimdi konuşmak zorunda değiliz. Görevini yaptın. Open Subtitles ليس علينا أن نتحدث عن هذا الآن لقد قمت بواجبك.
    Sen ve ben, biz hemen çift olmak zorunda değiliz. Open Subtitles وأنا وأنتِ ليس علينا أن نكون زوجين فوراً
    Konuşmana gerek yok. Düşünmen yeter. Seni duyabilirim. Open Subtitles ليس علينا أن نتحدث فكري بصوت عالي فحسب , بإمكاني سماعك
    Emma, artık mobilyalara poşet geçirmemize gerek yok. Open Subtitles ليس علينا أن نغطي أثاثنا بالأغطية البلاستيكية ثانية
    Biz süper modeliz tatlım. İyi geçinmemize gerek yok. Open Subtitles نحن عارضات يا عزيزتي ليس علينا أن نتوافق
    Pekala, pekala, dögüşmeye gerek yok, fakat birbirimize yardım edebiliriz. Open Subtitles حسناً، ليس علينا أن نتقاتل، لكن بوسعنا مساعدة بعضنا.
    Sürpriz bir finale gerek yok o zaman. Open Subtitles أعتقد ليس علينا أن ننهيه، الإنعطاف الحاد أو الإلتواء.
    Hayır, o korkunç adamla bir daha uğraşmamız gerekmeyecek. Open Subtitles لا,لا ,ليس علينا أن نتعامل مع هذا الرجل الفظيع مرة أخرى
    Hiçbir zaman çift olmak zorunda da değiliz, hatta, biliyorsun, ama, Open Subtitles ليس علينا أن نكون زوجين على الإطلاق

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus