"ليس علي أن" - Traduction Arabe en Turc

    • zorunda değilim
        
    • gerek yok
        
    O zaman bu berbat sıcaklığa daha fazla katlanmak zorunda değilim. Open Subtitles ليس علي أن أتحمل هذه الحرارة الرهيبة أكتر من ذلك
    Sana hiçbir halt söylemek zorunda değilim. Alay etmiyorum. Open Subtitles .حسنا, لا تسخر مني .ليس علي أن أخبرك بأي شيء
    Sana domuz demek zorunda değilim çünkü zaten ne olduğunu biliyorsun Open Subtitles أنا ليس علي أن أدعوك خنزير لأنك تَعْرفُ ذلك
    Yaşımdaki köprü için endişelenmeme gerek yok. TED ليس علي أن أقلق بخصوص الجسر نحو ماذا في مثل عمري.
    dedim. Söyledim, bunun için endişelenmeme gerek yok. TED هل ترى ذلك، لكن مجدد كما أخبرتك، ليس علي أن أهتم لذلك.
    Kıyıya dönmenizi görüşmedik, bir şey yapmak zorunda değilim. Open Subtitles عودتك للشاطيء لم يكن جزء من المفاوضة لذا ليس علي أن أعيدك
    Ne derseniz deyin, sorularınıza cevap vermek zorunda değilim. Open Subtitles ليس علي أن أجيب عن المزيد من أسئلتك، مهما تقول.
    Nasıl derler, senden olduğunu söylemek zorunda değilim. Open Subtitles ..ليس علي أن أقول إنها جاءت من تعلم، منك
    Makyaj yapmak, saçlarımı yaptırmak, modaya uygun şeyler giymek zorunda değilim. Open Subtitles ليس علي أن أضع المكياج .. أو أسرح شعري أو ألبس ملابس أنيقة
    Makyaj yapmak, saçlarımı yaptırmak, modaya uygun şeyler giymek zorunda değilim. Open Subtitles ليس علي أن أضع المكياج .. أو أسرح شعري أو ألبس ملابس أنيقة
    En azından ben, Spastik Dük Ödülü'nü almak için önümüzdeki üç ay boyunca yaşlı insanların götünü silmek zorunda değilim. Open Subtitles قل ما تشاء, على الأقل ليس علي أن أنظف مؤخرات المسنين للثلاث الشهور القادمة فقط لكي أحصل على جائزة الدوق المعاقة
    Çünkü bu eski bir kitap, tamam mı? Bildiğim her şeyi size açıklamak zorunda değilim! Open Subtitles لأن هذا كتاب قديم, ليس علي أن أوضّح لك كل شيء أعرفه
    Hiçbir şey açıklamak zorunda değilim. Hayatta olduğun için şükret. Open Subtitles ليس علي أن أشرح أى شيء لك فقط كن سعيدا أنك لاتزال على قيد الحياة
    Bu boku artık satmak zorunda değilim. Open Subtitles حسنا, ليس علي أن أبيع هذا القرف بعد الآن.
    Bunlarla kasada duruyordum, ...sonra dedim ki, siktir et, benim silahım var, ...demek ki para vermek zorunda değilim. Open Subtitles رأيت نفسـي واقفا أرى ما اشتريته ومعي سـلاح لذا قلت اللعنة ليس علي أن أدفع أي شـيء
    Al işte, artık sana yalan söylemek zorunda değilim. Open Subtitles هنا ليس علي أن أكذب عليك بعد الأن هل أنت سعيد ؟
    İsmimi açıklamak zorunda değilim. Rozet numaramı söylemem yeterli. Open Subtitles ليس علي أن أخبرك باسمي، فقط رقم الشارة الخاص بي
    Bu iş için aldığı riski anlatmaya bile gerek yok. TED ليس علي أن أشرح لكم حجم المخاطرة التي واجهها وهو يقوم بذلك.
    Tibbs'in bir an önce kasabadan ayrılması gerektiğini söylememe gerek yok herhalde. Open Subtitles اسمع يا بيل ليس علي أن أخبرك عن مدى ضرورة إخراج تيبس من البلدة
    Sizinle irtibat kurmadan ofise gelmemenizi rica etmeme gerek yok sanırım. Open Subtitles اذن ليس علي أن أطلب منك كمعروف شخصي بأن لا تأتي للمكتب حتى أتصل بك
    Sen gitmiyorsan, benim de gitmeme gerek yok. Open Subtitles إنتظري إذا لم تذهبي .. فأنا ليس علي أن أذهب

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus