Eğer bir şeyler duyup görüyorsam bu benim suçum değil. | Open Subtitles | . .. انه ليس عيبي أن أسمع الأصوات |
Bu benim suçum değil, problem senin kendi bedeninde. Bak şunlar daha küçük parçalar. | Open Subtitles | إنه ليس عيبي ، المشكلة الحقيقية فيك أنت |
Elindeki şansı iyi kullanamaman benim suçum değil. | Open Subtitles | إنه ليس عيبي بل عيبك لصنع أفضل فرصة لك |
[Anne babasının çocuğu umursamamaları Benim hatam değil. ] | Open Subtitles | أنا لست من أقربائـه وهو ليس عيبي إذا أبويه لم يهتمّـوا بإبنهم |
Sırtında ağır bir yük olması benim sorunum değil! | Open Subtitles | هذا ليس عيبي لأنك مسؤول عن هذا |
Kesinlikle benim suçum değil. | Open Subtitles | بالتأكيد ليس عيبي. |
Kafasının küçük olması benim suçum değil. Herşeyi istiyor. | Open Subtitles | إنه ليس عيبي أن رأسه صغيرة |
Evet, zorluyorsun. Bu benim suçum değil. | Open Subtitles | انه ليس عيبي انه ليس عيبي |
-"benim suçum değil!" | Open Subtitles | - " هذا ليس عيبي " ! |
-Bu benim suçum değil. | Open Subtitles | -هذا ليس عيبي |
Benim hatam değil. Gay bir ortağın yok. | Open Subtitles | ليس عيبي أنت ما عندك شريك المرح |
Benim hatam değil. | Open Subtitles | أخبرتك لتخبره أَن لا يذهب هو ليس عيبي ! |
Benim hatam değil. | Open Subtitles | انه ليس عيبي |
Sırtında ağır bir yük olması benim sorunum değil! | Open Subtitles | هذا ليس عيبي لأنك مسؤول عن هذا |