"ليس فى" - Traduction Arabe en Turc

    • da değil
        
    • En azından
        
    • yaşında değil
        
    • konusunda değil
        
    • sınıfı olmadığından
        
    Zharkov ona gidecek. Ama Orta Doğu'da değil, Avrupa'da. Open Subtitles زاراكوف هو الذى سيذهب اليه ولكن ليس فى الشرق الاوسط بل فى اوروبا
    Hayır. O Meksika'daydı, Peru'da değil. Open Subtitles لا لا، مونتيزوما كان فى المكسيك و ليس فى بيرو
    Unutma: iğnelemek yok, karşılık vermek yok En azından ilk bir yıl falan boyunca. Open Subtitles لكن تذكري لا داعي للسخرية والجدال على الأقل ليس فى السنة الأولي أوحولها يجب عليك أن تجعليه يحس بالدفئ فى جانبك
    Adam değişmiş çünkü artık 9 yaşında değil artık yumurta yiyor. Open Subtitles إستمعوا لى فحسب, بسبب أدم مختلف لانه ليس فى التاسعة من عمره إلان
    Kesinlikle haklısın. İşini bitirme konusunda değil ama olanları ona açıklayayım. Open Subtitles أنت على حق ليس فى موضوع القضاء عليه ولكن ربما على أن أذهب وأشرح له
    Bana nerede oturduğunu söyle çünkü orasının atölye sınıfı olmadığından eminim. Open Subtitles لذا اعلمينى اين تعيشين لانى اعلم انة ليس فى محل الاصلاحات
    Tabii, ama El Paso'da değil, öyle olmadı. Open Subtitles لكن ليس فى الباسو ، أليس كذلك؟
    Çadırımızda değil, karargah çadırında da değil. Open Subtitles إنه ليس فى خيمتنا أو فى خيمة الخُردة
    Darwin'in meslektaşına yazdığı bir mektupta hayatın bir yerlerdeki küçük, ılık bir gölette ortaya çıkmış olabileceğini düşündüğünü görüyoruz -- belki İskoçya'da değil, belki Afrika'da, belki de başka bir yerde. TED ودارون نفسه تساءل فى رسالة أرسلها إلى زميل له أنه يعتقد أن الحياة نشأت على الأرجح فى بركة ماء دافئ فى مكان ما -- ربما ليس فى اسكتلندا، ربما فى أفريقيا، وربما فى مكان آخر.
    - Akciğerlerine iyi gelir. - New York'da değil ama. Open Subtitles إنه جيد لقدميك ليس فى نيويورك
    En azından para olarak değil. Ödeme yapmanın başka yolları da var. Open Subtitles على الأقل، ليس فى المال هناك طرق آخرى للدفع.
    Gitmek isteyeceğin yere gitmiyorlardı En azından. Open Subtitles على الأقل ليس فى الأتجاه الذي ترغب فى الذهاب فيه
    En azından arka bahçede ay ışığı altında çıplak hâlde ulumuyor. Yemek yediğinden emin misin? Open Subtitles على الاقل هو ليس فى الفناء عار يصرخ على القمر
    Rusty 50 yaşında değil. Open Subtitles "راستى" ليس فى الخمسين
    Rusty 50 yaşında değil. Open Subtitles "راستى" ليس فى الخمسين
    Başka şeyler konusunda haklısın, ama Sylvia Poston ve onun cinselliği konusunda değil. Open Subtitles أنت محقة فى أشياء أخرى و لكن ليس فى " سيلفيا بوستن " و حالتها الجنسية
    Ama erkekler konusunda değil. Open Subtitles و لكن ليس فى الرجال
    Ama erkekler konusunda değil. Open Subtitles و لكن ليس فى الرجال
    Bana nerede oturduğunu söyle çünkü orasının atölye sınıfı olmadığından eminim. Open Subtitles اخبرينى اين تعيشين لاننى متأكدة انة ليس فى محل الاصلاحات

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus