Kariyerimi bitirmen yetmedi mi? | Open Subtitles | ديفاينس ماتت، وأنا كذلك. لم ليس كافياً أنك دمرت حياتي العملية؟ |
Yani, şu Kahin gemisiyle tekrar kafa kafaya çarpışacak kadar değil. | Open Subtitles | إذا ليس كافياً للمواجة وجهاً لوجه مع تلك سفنية العرًافين مجدداً |
Yani kendini ifade etmeyi öğretmek yeterli olmuyor; | TED | وهذا ليس كافياً لان تعلم نفسك كيفية التعبير عن نفسك |
Zeki olmak yeterli değil, genç adam. Çok da çalışmalısın. | Open Subtitles | ،كونك عبقرياً ليس كافياً أيّها الشاب، عليك أن تعمل بجد |
Durumu onlara açıkladım ve gönüllü oldular, ama bu da yetmiyor. | Open Subtitles | نعم . لقد شرحت الوضع فتطوعوا , ولكن هذا ليس كافياً |
Bu, bir işte iyi olmaya yeterli değildi. | Open Subtitles | ليس كافياً ان نكون جيدين في شيء |
yeterince değil, gibi.. | Open Subtitles | ليس كافياً ، نوعاً ما |
Bu yeterince iyi değil. Onun bir sırasına karşı iki sıra ateş etmeliyiz. | Open Subtitles | أيها السادة هذا ليس كافياً فنحن نحتاج لاطلاق دفعتين من النيران مقابل كل واحدة تطلقها |
Shire reeve'yi çağırın, katilin kim olduğunu bulun; Bu yetmez mi? | Open Subtitles | استدع المأمور وأنت اكتشف من يكون القاتل فهذا ليس كافياً |
Artı not görevleri laboratuar asistanlığı. Onun için hiçbiri yeterli olmadı. | Open Subtitles | واجبات لدرجات إضافيّة , مُساعدة في المُختبر , وهذا ليس كافياً بالنسبة لها |
Üzgünüm, futboldan sonra sana bir hayat sunmak yetmedi mi? | Open Subtitles | أنا آسف ، هل منحك حياة بعد إعتزالك كرة القدم ليس كافياً ؟ |
Bunu rüyalarımda yaptığı yetmedi mi? | Open Subtitles | هذا ليس كافياً تفعل ذالك في أحلامي |
Bu, arabaların arızalanmasına yol açacak kadar değil... ama yalnızca, yani, bilirsin, denemeye değer, ne demek istediğimi anlıyor musun? | Open Subtitles | ليس كافياً لتعطل السيارات ولكنه كاف ليقيم له وزن أنت تعلم ما أقصده |
Başka bir çetenin bölgesini ihlal etmiş gibi görünmüyor, en azından, hedefte olacak kadar değil. | Open Subtitles | لمْ يكن يبدو أنّه ينتهك منطقة أيّ شخص، على الأقل ليس كافياً لوضع هدف رماية على ظهره. |
Bazen sadece çözüm yolu yeterli olmuyor. | Open Subtitles | حسناً، بعض الأحيان الحل ليس كافياً وحده. |
Kocamı seviyor ve önemsiyorum ama bazen bu yeterli olmuyor. | Open Subtitles | ... أنا أحبّ زوجي و أهتم بأمره ولكن في بعض الأوقات هذا ليس كافياً |
Ama bu yeterli değil, çünkü merhamet, motor korteksi harekete geçirir, demek ki biz arzu ederiz, biz gerçekte ızdırabı dönüştürmeyi arzu ederiz. | TED | ولكن هذا ليس كافياً لأن التعاطف يفعّل الدماغ انه يعني الطموح .. و أن نطمح لتغيير معاناة الآخرين |
Anlaşılan iyi olmak bu günlerde bir kızı kendine bağlamaya yetmiyor. | Open Subtitles | إتضح أنه ، كونك لطيفاً ليس كافياً للإحتفاظ بفتاة تلك الأيام |
Birkaç gün önce, Bolivyalı vahşiler tarafından hunharca öldürüldü, çünkü huzur içinde yaşamak, kolay yolu seçip hayatın ona verdikleriyle yetinmek onun için yeterli değildi. | Open Subtitles | تم اغتيـاله بوحشـية، منذ عدة "أيامفيأحراش"بوليفـيا... اغتيل لأنه آمن بأن ... العيش في سـلام ليس كافياً. |
Ama yeterince değil. | Open Subtitles | ولكن ليس كافياً ... |
Bu yeterince iyi değil. Onun bir sırasına karşı iki sıra ateş etmeliyiz. | Open Subtitles | أيها السادة هذا ليس كافياً فنحن نحتاج لاطلاق دفعتين من النيران مقابل كل واحدة تطلقها |
Bu çok kibarca, fakat ikimizde biliyoruz ki Bu yetmez. | Open Subtitles | هذا لطفٌ كبير ، و لكن كلانا نعلم بأن هذا ليس كافياً |
İşi bırakıp evde onunla kalmam belki de yeterli olmadı. | Open Subtitles | تركت عملي لأتمكن من المكوث معها ربما ليس كافياً |
Bana göre, sadece yeşil listeden yemek kesinlikle yeterli değildir. | TED | لكن برأيي، ذلك ليس كافياً أن نأكل قائمة خضراء فقط. |