Muhtemelen sadece etrafında dönüyor. Yapacak fazla bir şeyi yok. | Open Subtitles | إنه فقط يستعمل القوة والتهديد ليس لديه شيء آخر يفعله |
Şuna bak. Bütün o polikacılığının yanında hiç bir şeyi yok. | Open Subtitles | انظري إليه كونه سياسي, فإنه ليس لديه شيء |
Boşuna vakit harcıyorsunuz. Onun değerli hiçbir şeyi yok. | Open Subtitles | أنت تضيع وقتك ليس لديه شيء ذا قيمة |
Ve Baykuşun... ve Christopher Robin in, hepimizin evi var... ama zavallı Eeyore un hiçbir şeyi yok. | Open Subtitles | والأرنب والبومة وكرستوفر روبن الكل لديهم بيوت... لكن المسكين أيور ليس لديه شيء. |
Kaybedecek bir şeyi olmayan biriyle asla asla kavga etme. | Open Subtitles | لا تبدأ عراكاً أبداً مع شخص ليس لديه شيء ليخسره |
Gizleyecek bir şeyi olmayan birinin davranışı gibi durmuyor, değil mi? | Open Subtitles | هذا ليس سلوك شخص ما ليس لديه شيء يخفيه، أليس كذلك؟ |
Bu görevin bir taburun ikinci komutanlığıyla ilgisi yok. | Open Subtitles | الشخص الثاني في قيادة الكتيبة ليس لديه شيء ليفعل |
Anne Lively'i öldürmesi için kaybedecek bir şeyi olmayan... bir neroin bağımlısı tutulur. | Open Subtitles | كل ما عليه هو أن يستأجر شخص ما لقتل آن لايفلي شخص ما تائه، مدمن للمخدرات شخص ليس لديه شيء ليفقده |
Dışarı çıkamayacağını bildiğinden kaybedecek bir şeyi yok. | Open Subtitles | ليس لديه شيء يخسره، يعرف أنه لن يبرح المكان |
Başkan'ın saklayacak hiç bir şeyi yok ve komiteyi kayıtlarını nasıl incelemek istiyorlarsa incelemeleri için... | Open Subtitles | الرئيس ليس لديه شيء لإخفائه وإنه يدعو المؤتمر لدراسة سجله |
Biliyorum, sadece ikimiz olacaktık ama Isak'ın yapacak bir şeyi yok. | Open Subtitles | أعلم بأنه يجب أن يكون أنا وأنتي وحدنا فقط لكن إيزاك ليس لديه شيء ليعمله |
yani demek istediğim adamın diyecek hiç bir şeyi yok. | Open Subtitles | اقصد هذا الشخص ليس لديه شيء ليقوله |
Sessiz ol, Brom. Senin gibi bir aptalın kaybedecek bir şeyi yok. | Open Subtitles | اهدأ يا "بروم" شخص مثلك ليس لديه شيء يخسره |
- Söyleyecek hiçbir şeyi yok. | Open Subtitles | _ .ليس لديه شيء ليقوله _ .كلا .. |
Söyleyecek hiçbir şeyi yok. | Open Subtitles | ليس لديه شيء ليقوله |
Hiçbir bokun yok! hiçbir şeyi yok! | Open Subtitles | ليس لديك شيء ليس لديه شيء |
Saklayacak bir şeyi olmayan hiçbir şeyden endişelenmez. | Open Subtitles | رجل ليس لديه شيء يخفيه, هو رجل ليس لديه اي شيء ليخاف عليه. 67 00: 09: |
Dünyadaki tüm topluluklar içindeki en tehlikeli oluşum kaybedecek bir şeyi olmayan insandır. | Open Subtitles | ... في أى مجتمع هو الرجل الذى ليس لديه شيء ليخسره |
Yuvamdan sadece Jon beni götürünce çıkıyorum, ve son zamanlarda çok sık gidiyoruz, galiba benimle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | الوقت الوحيد الذي أترك فيه برنامجي اليومي دائما، هو عندما يأخذني الى الطبيب البيطري وهو ما كان يفعله كثيرا مؤخرا ويبدو إنه ليس لديه شيء يفعله لأجلي |
Uğruna yaşayacak hiçbir şeyi olmayan bir adam her şeyi yapabilir. | Open Subtitles | رجل ليس لديه شيء يعيش من أجله , قد يفعل أي شيء |