Bunun senden uzaklaşmak istememle alakası yok çoğu zaman. | Open Subtitles | وهذا ليس له دخل إرادتي للهرب منك معظم الأوقات |
Heather, David'in, Roger'a olan kazayla bir alakası yok, biliyorsun. | Open Subtitles | هيثر, أنت تعلمى أن دافيد ليس له دخل بما حدث إلى روجر |
Ama senin, birlikte çalıştığım en çekici araştırmacı olmanın bununla bir alakası yok. | Open Subtitles | ولكن أضمن لك بأن هذا ليس له دخل بأنك أكثر محلله بيانات عملت معها جاذبية |
Başkan yardımcısının bu işle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | نائب الرئيس ليس له دخل بهذا |
Bay Brewster'ın bu işle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | . بروستر ليس له دخل فى هذا ! |
hayır o değil. bu işlerle bir alakası yok. | Open Subtitles | لا ، ليس هو , ليس له دخل فى ذلك |
Bununla alakası yok. | Open Subtitles | هذا ليس له دخل. |
Bunun seninle de, Bayan J'le de bir alakası yok, Andrea. | Open Subtitles | الأمر ليس له دخل بك أو بالسيدة (جاي) يا (أندريا) |
Bunun Toby ile hiç alakası yok | Open Subtitles | هذا ليس له دخل بتوبي |
Açgözlülükle alakası yok. | Open Subtitles | الجشع ليس له دخل بذلك. |
Bunun onunla bir alakası yok. | Open Subtitles | هذا ليس له دخل بها |
Los Angeles ile alakası yok. | Open Subtitles | هذا ليس له دخل ب"لوس انجلوس" |