Senden özür dilemekten başka sana söyleyebileceğim bir şey yok, ve gerçekten bunun seninle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | ليس هناك شيء أقوله عدا أني آسف جدا والأمر ليس له علاقة بك على الأطلاق |
Bu sana şok edici gelebilir ama hayatımda olanların seninle bir ilgisi yok. Tamam, güzel. | Open Subtitles | , ربما هذا سيصدمك لكن ما يحدث لي ليس له علاقة بك |
Bunun seninle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | هذا ليس له علاقة بك. |
Bak, Bender, bunun seninle ilgisi yok. | Open Subtitles | اسمع يا بيندر هذا ليس له علاقة بك |
Bunun sizinle bir ilgisi yok! | Open Subtitles | هذا ليس له علاقة بك |
Bak, seninle hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | أنظر ، الأمر ليس له علاقة بك حقاً |
- Ayrıca tereddüdümün seninle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | وترددي ليس له علاقة بك |
Bunun seninle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | هذا الأمر ليس له علاقة بك. |
Bunun seninle bir ilgisi yok, öyle mi, Jake Heke? | Open Subtitles | وهذا ليس له علاقة بك يا (جيك هيكي)؟ |
Bay Sanderson, bunun sizinle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | (سيّد (ساندرسون هذا ليس له علاقة بك |
Bu kararın seninle hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | القرار ليس له علاقة بك |
Bu kararın seninle hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | القرار ليس له علاقة بك |