- Yapabileceğimi sanmıyorum. - Barry, henüz çok geç değil. | Open Subtitles | ـ لا أعتقد أننيّ أستطيع ـ باري، هو ليس متأخراً |
Kızımız gideli çok olmadı, o kadar da geç değil üstelik. | Open Subtitles | إنها لم تتأخر لتلك الدرجة كما أن الوقت ليس متأخراً جداً |
Kızımız gideli çok olmadı, o kadar da geç değil üstelik. | Open Subtitles | إنها لم تتأخر لتلك الدرجة كما أن الوقت ليس متأخراً جداً |
- Belkide çok geç değildir. - Her zaman yalnız içmekten nefret ettim. Tadına bakmak ister misin? | Open Subtitles | ـ ربما ليس متأخراً تماماً ـ أكره الشّرب بمفردى، أتريد أن تتذوّق؟ |
İki dakika, arabanın bozulması gibi zekice bir bahaneyi kullanmak için yeterince geç değildir. | Open Subtitles | و دقيقتان ليس متأخراً جداً لاستخدام حجة ذكية كمشاكل بالسيارة |
Hayır kalmadım, geç kalmadım, sadece 20 dakika, 20 dakika çok geç sayılmaz. | Open Subtitles | -فات الأوان لذلك -لا ليس متأخراً جداً هي 20 دقيقةُ هي فقط 20 دقيقة |
Sanırım öğrenmek için hiç bir zaman geç değil. | Open Subtitles | حسنا , أعتقد أن الوقت ليس متأخراً للتعلم |
Fazladan güvenlik ve diğer şeylerin olduğunu biliyorum, ama ertelemek için hala çok geç değil. | Open Subtitles | أعلم بأن لدينا جهاز أمن كافي ويزيد و لكن الوقت ليس متأخراً جداً للتأجيل |
Henüz buluşmadıysan daha geç değil ve akın Birinci Kira'yla buluşmaya çalışma. | Open Subtitles | توقف عن الاقتراب من كيرا الأول الوقت ليس متأخراً إن لم تكن قد قابلته |
Tüm saygımla! Fikrinizi değiştirmek için çok geç değil. | Open Subtitles | لكن , ومع كل الإحترام ليس متأخراً , لتغير أفكارك, |
Uçağa binmek istiyorsan hala geç değil. | Open Subtitles | أمتأكدون أنكم لا تريدون الطيران؟ إن الوقت ليس متأخراً |
- Aslında sandığın kadar geç değil. | Open Subtitles | تعلمين في الواقع الوقت ليس متأخراً كما تعتقدين |
Lütfen, beni ve yardımcılarımı bırakırsanız henüz çok geç değil | Open Subtitles | من فضلك, هل يمكنك ان تفرج عني و عن مساعدي هذا ليس متأخراً |
Saat geç değil, ve ben de yalnız değildim. | Open Subtitles | الوقت ليس متأخراً, و لم أكن وحيدة |
Televizyonun karşısında uyuyakalmışım. O kadar geç değil. | Open Subtitles | لقد غفوت و أنا أشاهد التلفاز - الوقت ليس متأخراً جداً - |
Olgunlaşmak için asla geç değildir. | Open Subtitles | إنه ليس متأخراً أبداً أن نكبر في حياتنا. |
Hiçbir zaman doğru olanı yapmak için geç değildir. | Open Subtitles | الوقت ليس متأخراً ابداً للقيام بالأمر الصحيح |
Doğruyu söylemek için hiçbir zaman geç değildir. | Open Subtitles | انه ليس متأخراً بعد لقول الحقيقه |
İşte aşk için asla çok geç değildir. | Open Subtitles | الوقت ليس متأخراً ابداً للحب |
- Belki çok geç değildir. | Open Subtitles | لعله ليس متأخراً جداً |
Şimdi içki ister misin, fazla geç sayılmaz. | Open Subtitles | سنذهب للشراب الان الوقت ليس متأخراً بعد |