Bunun bir hastalık değil kasıtlı zehirleme olduğunu düşünenler var, bir kişi tarafından. | Open Subtitles | هناك من يعتقد بأنّه ليس مرضاً مطلقاً لكن التسمم متعمداً عمل فرد واحد |
Cinsel yolla bulaşan bir hastalık değil. Lenfoma bu kadar çabuk ortaya çıkmaz. | Open Subtitles | ليس مرضاً تناسلياً و الورم اللمفاوي لا يثور بهذه السرعة |
Şimdi bu, tabii ki, aslında bir hastalık değil. | TED | بالطبع، إن هذا ليس مرضاً بحد ذاته. |
Yani asıl kaynağın başka bir yerde olduğunu, bunun bir sinir hastalığı değil, sinirleri etkileyen sistemik başka bir hastalık olduğunu gösterir. | Open Subtitles | مما يعني أن المصدر مختلف مما يعني أنه ليس مرضاً عصبياً بل بالٔاجهزة التي تؤثر في الٔاعصاب ...مما يعني أنه علينا |
- Yalnız, gey olmak bir hastalık değildir. | Open Subtitles | . ماعدا أنّ الشذوذ ليس مرضاً |
Bu bir hastalık değil. Bu bir düşünce tarzıdır. | Open Subtitles | إنه ليس مرضاً انها طريقة للتفكير |
Yani cinsel yolla bulaşan bir hastalık değil. | Open Subtitles | مما يعني أنه ليس مرضاً تناسلياً |
Olduğumuz şey. İstediğimiz şey. Bu bir hastalık değil. | Open Subtitles | ماهيتنا أنا وأنت، مانريده، ليس مرضاً |
Cinsel yolla bulaşan bir hastalık değil. | Open Subtitles | إنه ليس مرضاً تناسلياً ...لقد قلت للتو |
Virüs bir hastalık değil. | Open Subtitles | هذا الفيروس ليس مرضاً |
Bu bir hastalık değil, tamam mı? | Open Subtitles | هذا ليس مرضاً |
Bu bir hastalık değil. | Open Subtitles | هذا ليس مرضاً |
Bu bir hastalık değil, tamam mı? | Open Subtitles | هذا ليس مرضاً |
Strigoi hastalığı değil. | Open Subtitles | ليس مرضاً بسبب السترجوي. |
Demans bir hastalık değildir! | Open Subtitles | إن الخرف ليس مرضاً. |