"ليس نهاية" - Traduction Arabe en Turc

    • sonu değil
        
    • son değil
        
    • son değildir
        
    • sonu değildir
        
    • bitmedi
        
    Hiçbir şeyin sonu değil. Bu her şeyin başlangıcı! Open Subtitles الزواج ليس نهاية أي شيء إنه مجرد البداية
    Marty, bir kez reddedilmek dünyanın sonu değil ki. Open Subtitles مارتى إنه مجرد رفض واحد و ليس نهاية العالم.
    Parayı kaybetmek dünyanın sonu değil, tamam mı? Open Subtitles خسارة المال ليس نهاية العالم أليس كذلك ؟
    Kazanmak istiyoruz. Bu kamp son değil. Open Subtitles كلا نحن نريد الفوز, المخيم ليس نهاية الامر
    Benim kültürümde ölüm bir son değildir. Open Subtitles في ثقافتي، الموت ليس نهاية المطاف
    Belki de kızımızın Kanadalı olması dünyanın sonu değildir. Open Subtitles ربما هذا ليس نهاية العالم, لو أن ابنتنا كندية,
    Dördüncülük dünyanın sonu değil. Open Subtitles ليس نهاية العالم ان تحتلي المرتبة الرابعة
    Ölüm her şeyin sonu değil, biliyorsun. Open Subtitles الموت ليس نهاية كل شيء، أنت على علمٍ بذلك.
    Ama kesinlikle, Roma'nın tiranlığından ve kör inancımızdan geldiğimiz bu nokta, reformumuzun ve hristiyanlık yaşantımızın yenilenişinin sonu değil, aksine başlangıcı. Open Subtitles ولكن بالتأكيد, أن خلاصنا من طغيان روما والإيمان الأعمى ليس نهاية للإصلاح
    Evet. Kovulmak dünyanın sonu değil. Hâlâ arkadaşlarım ve başımı sokacak bir evim var. Open Subtitles أجل، فقدان وظيفتي ليس نهاية العالم، فلازال لديّ أصدقاءٌ ومأوى.
    Anlıyorum tekerlekli sandalyede olmak dünyanın sonu değil ama umduğum şey de böyle kalmak değildi. Open Subtitles أنا أفهم أن كونك في كرسي متحرك ليس نهاية العالم . لكنه ليس ما كنت أتمناه
    Sadece dünyanın sonu değil, cennet, cehennem, büyünün de sonu. Open Subtitles ! ليس نهاية العالم, السماء و الجحيم بل نهاية السحر
    Sadece dünyanın sonu değil, cennet, cehennem, büyünün de sonu. Open Subtitles ! ليس نهاية العالم, السماء و الجحيم بل نهاية السحر
    Biraz sinir bozucu ama dünyanın sonu değil hani. Open Subtitles إنه نوعًا ما أمر مزعج، ولكنه ليس نهاية العالَم
    Düz saç, dünyanın sonu değil ya. Open Subtitles الشعر المستقيم ليس نهاية العالم
    Alladia'yı bir son değil, başlangıç yapalım. Open Subtitles لنجعل مخيم (ألاديا) ليس نهاية اللاجئين لكن بداية
    - Hayır, bu bir son değil. Open Subtitles - لا، هذا ليس نهاية المطاف.
    Benim kültürümde ölüm bir son değildir. Open Subtitles في ثقافتي، الموت ليس نهاية المطاف.
    Benim kültürümde, ölüm son değildir. Open Subtitles في ثقافتي، الموت ليس نهاية المطاف
    Ve farklı olmak belki de Dünyanın sonu değildir. Open Subtitles و ربما كوني مختلفة ليس نهاية العالم
    Ama unutayım demeyin Yukarı Doğu Yakalılar bu şehirde Şubat kışın sonu değildir. Open Subtitles لكن لا تنسوا، يا قاطنيّ الجانب الشرقي الراقي، إن "فبراير" ليس نهاية الشتاء في هذه المدينة.
    Kızın bizimle olduğunu öğrendilerse işimiz daha bitmedi demektir. Open Subtitles والأن بما أنهم يعلمون أنها معنا , فهذا يعني أنه ليس نهاية الأمر

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus