Bak, odan sıcak olduğu üzgünüm ama benim yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | انظر, آسف بشأن حرارة غرفتك, لكن ليس هنالك شيء يمكنني فعله. |
Bana inanmak istemiyorsanız, bunun için yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | الاَن, إذا لم ترد أن تصدقني ليس هنالك شيء يمكنني فعله حول ذلك |
Çok canım sıkılıyor ama yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | أنا مستاءه، لكن ليس هنالك شيء يمكنني فعله |
Senin için yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هنالك شيء يمكنني فعله من أجلك |
yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هنالك شيء يمكنني فعله |