"ليس هُنالك" - Traduction Arabe en Turc

    • yok
        
    Ne dediğin umurumda değil! - Bana söyleyebileceğin bir şey yok, Roderick. Open Subtitles أنا لا اُبالى بما تقوله ليس هُنالك شيئاً لتقوله, ساُغادر
    Tuvalet yok. Sadece lazımlık iste. Open Subtitles ليس هُنالك أيُ مِرحاض لِهذا قُم فقط بِطلب المِرحاض المُتنقل
    Bana bu demiryolunda yer yok. Open Subtitles ليس هُنالك مكان لي في هذه السّكّة الحديديّة.
    Tamam, tam açıklamam gerekirse burada gebelik anlaşması imzalayacak kimse yok. Open Subtitles حسنًا... كل ما الأمر... ليس هُنالك فتيات يصنعون ميثاق ليكونوا حوامل.
    Görmek istemeyene yapacak bir şey yok. Open Subtitles ولكن ليس هُنالك أعمي من الذين لا يرون أي شئ.
    Sanırım o zaman endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles إذًا، أعتقد أنّه ليس هُنالك ما نقلقُ حياله.
    Zor olan şeyler hakkında düşünmenin eğlenceli hiçbir tarafı yok. Open Subtitles ليس هُنالك مُزاح في التفكير في الاشياء الصعبة.
    Diş kayıt verilerini saklayan yasal bir kurum yok. Open Subtitles ليس هُنالك وكالة تطبيق قانون لديها سجلات للأسنان.
    Hayır, para yok canım. Çoktan kontrol ettim. Open Subtitles لا، ليس هُنالك مال، سبق وأن تفقدتُها.
    Bir terapistin samimi, anaç ve bebekleri korkutmayan biri olmasında sorun yok ki. Open Subtitles حسناً، ليس هُنالك خطأ بمعالج... ناعم ولا يُخيف الأطفال.
    Burada, orada olduğu kadar araba kazası yok ama tren enkazı var. Open Subtitles ليس هُنالك حوادث سيارات كثيرة... كّما تعلم، إنه حطام القطارات.
    Dinleyin, ikimizi de karakola almanıza gerek yok. Open Subtitles آنصت، ليس هُنالك سبب للأخذنا نحن الإثنين إلى... إلى المركز، حسنًا؟
    Yapabileceğin hiçbir şey yok yani? Open Subtitles إذًا ليس هُنالك شئ يُمكنك فعله؟
    Onun gibi baska bisey yok. Open Subtitles ليس هُنالك شيء اجمل من هذه الخُطة.
    Parmakla gösterip suç atmanın bir faydası yok. Open Subtitles ليس هُنالك منفعة في لوم بعضكُم البعض.
    Mahkemeden izin almak için zamanım yok. Open Subtitles ليس هُنالك وقت من أجل إذن المحكمة
    Fakat şu an vaktimiz yok. Open Subtitles لكن الان ليس هُنالك أيُ وقت
    Öfkeni direkt bir şekilde ortaya koymaya çalıştığını biliyorum ama ortada bir bebeği tehdit etmeni gerektirecek bir durum yok. Open Subtitles أعلمأنكَتحاولأنتكون غاضباًمباشرةً... ولكن ليس هُنالك سبب في تهديد طفل!
    Masaüstünde hiçbir şey yok. Open Subtitles ليس هُنالك شئ على سطح المكتب.
    "Üstesinden gelme" falan yok. Open Subtitles ليس هُنالك "تدبّر" في الموضوع.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus