"ليس واحد" - Traduction Arabe en Turc

• biri değil
• biri değildi
• bir değil
• Kimsenin birbirinden

Pek çok devamlı müşterimiz var ama bu onlardan biri değil.
لدينا العديد من العملاء المنتظمين لكن ليس واحد منهم انظر الى ذلك الوجهه مرة اخرى هيا.هيا

Ah, sevgili kardeşim, sen birçok şeysin ama... ilgi istemeyen biri olmak bunlardan biri değil.
, أنتِ ذات صفات كثيرة يا شقيقتي العزيزة لكن الكذب ليس واحد منها

Fakat, esrarengiz şapkalı adam bizim itirafçılardan biri değil.
ولكن الرجل الغامض صاحب القبعه ليس واحد من رباعيه أنا سبارتاكوس

Bazı adamlar, kendi derilerini kurtarmak için bir çocuğu kurban edebilir... ama o, onlardan biri değildi.
بعض الاشخاص يبيعون بناتهم من اجل المال... لكنه ليس واحد منهم.

Yıllar boyunca, string teorisyenleri öyle başarılıydılar ki, teorinin bir değil
كانوا ناجحين جداً بأنهم أسسوا ليس واحد, لكن خمسة نُسخ مختلفة لنظرية الخيط.

Kimsenin birbirinden farkı olmayacak.
ليس واحد يكون أكثر حكمة, يشترون ما أطلبه منهم,

Ama seni temin ederim... adam kaçırma bunlardan biri değil.
لكني أؤكد لك بأن الإختطاف ليس واحد منها

Uh, o iyi biri değil.olsaydı Burada olurdu, değil mi?
إنه ليس واحد جيد وإلا كان هنا الآن

Bizden biri değil ama kapıyı bulmaya çalışıyor.
إنه ليس واحد مننا ولكنه يبحث عن بوابة

Ticari gemi sinyali var ve AIS'e göre bir balıkçı teknesi ama daha önce gördüğümüz 3 gemiden biri değil.
انه اذاعي رادار تجاري ويتم التعرف عليها كسفينة صيد على نظام التتبع التلقائي لكنه ليس واحد من الثلاث سفن التي تعقبنا مجيئها.

Binası olsun olmasın, o bizden biri değil.
بمنبى أو بدون مبنى , إنه ليس واحد منّا

- Bu da tatbikatlarından biri, değil mi?
هذا ليس واحد من تدريباتك، صحيح؟

Kesinlikle bizden biri değil.
فهو بالطبع ليس واحد منا

Negatif! Bizden biri değil!
سلبي ليس واحد منا

Ve düşünmek bunlardan biri değil.
و التفكير ليس واحد منهم

- O sizden biri değil, değil mi?
ـ إنه ليس واحد منكم ؟

ama "üzgünüm" dedi içlerinden biri değildi.
لكن الاعتذار ليس واحد منها

Bu arada, bu onlardan biri değildi.
ليس واحد منهم B.T.W و

İngilizler denizden geldi. İki fener vardı, bir değil.
البراطنيين قدموا بالبحر , كان هناك فانوسان ليس واحد

Kimsenin birbirinden farkı olmayacak. 100 milyon insan ne istersem onu alacak, kimi istersem ona oy verecek.
ليس واحد يكون أكثر حكمة, يشترون ما أطلبه منهم,