Öyle insanların, kendilerini iyi hissetmeleri için bizim gibi insanlara ihtiyacı var. | Open Subtitles | أشخاص مثلها بحاجة الى أناس مثلنا ليشعروا بالرضا عن أنفسهم |
Bir-iki geceliğine eğlenceliydi ama onların bir yere bağlı olduklarını hissetmeleri gerekiyor. | Open Subtitles | كان ممتعًا لليلة أو إثنين، لكنه بحاجة ليشعروا... بالاستقرار |
Düşündüm ki erkekler en iyi olduklarını hissetmek isterler. | Open Subtitles | اعتقدت ان ذلك ما الرجل يريده.. ليشعروا كانهم الرقم الاول.. |
Bak, bence insanlar etrafında başka insanları sevildiklerini hissetmek için bulunduruyorlar. | Open Subtitles | إستمعي، أظنُ الناس يحيطون أنفسهم بأناس آخرين ليشعروا بالحب. أما أنا لا أؤمن بذلك |
Kendilerini canlı hissetmek için kışta denize giriyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يسبحون في الشتاء ليشعروا بالحياة |
Hayat kadınına gidenler seks için para ödemezler Will işin tehlikesi için ödeme yaparlar, yeniden yaşadıklarını hissetmek için. | Open Subtitles | الرجل الذي يستأجر عاهرات لا يدفع لهم مقابل الجنس يا (ويل) يدفع لهم من أجل الخطر يدفع لهم ليشعروا بالحياة |