bize bakış açısını sunması için lütfen alkışlayın, Anthony Veneziale. | TED | هو هنا ليعطينا وجهة نظره، من فضلكم رحبوا بأنتوني فينسيالي. |
bize bir şeyler vermeleri için gözlerinin içine bakmaktan vazgeçmeliyiz. | Open Subtitles | يجب علينا التوقف عن وضع نصب أعيننا عليه ليعطينا شيئاً |
Bu sadece bize pozisyon verecek kadar hayatta kalırsa işe yarar. | Open Subtitles | هذا فقط سينجح اذا بقي على قيد الحياة كفاية ليعطينا موقعا |
Bir avukatla görüşür görüşmez kendisine hoşgörü gösterilmesi karşılığında tam ifadesini verecek. | Open Subtitles | في أقرب وقت سيجلس مع محاميّ ليعطينا الإفادة الكاملة كبديل لتساهل البيع |
Ben kariyerimin büyük bölümünü, bize daha net görüntü sağlayacak atmosferik düzeltme yolları aramakla geçirdim. | TED | لذا، قضيت الكثير في مهنتي في العمل على طرق لتصحيح الجو، ليعطينا منظراً أوضح |
Tanrı, bakirlerin bakireliklerini diğer bakirlere kaybetmesini söylediyse bize orta yaşlı-fahişeleri vermeseydi, dostum. | Open Subtitles | اسمع صاح ، لو أن الله قدر أن يفقد البتلاء عذريتهم لبتلاء آخرين كان ليعطينا مومسات منتصف العمر صاح |
O yıl hasat iyi oldu diye bize mısır getirmiş. | Open Subtitles | ليعطينا ذرة قائلاً بأن هناك فائضاً من المحصول |
En azından bu, bize cinayet yerini verecek kadar nazikmiş. | Open Subtitles | لكن هذا كان لطيفا بما يكفي ليعطينا المكان الدقيق جريمة القتل. |
Rüzgarlar, bulutun Dünya'ya bakan yüzünde kase şeklinde büyük çukurlar oluşturur böylece Hubble'a ve bize yıldızların içindeki gizemli yaşama bir pencere açıyor. | Open Subtitles | هذه الرياح أحدثت فجوة هائلة على شكل وعاء على الوجه الداخلي لهذا السديم المواجه للأرض ليعطينا ويعطي هابل |
Ama bize 10 milyon vermezsen işler değişir. | Open Subtitles | ونحن سوف نفعل ذلك إذا كنت تفشل ليعطينا عشرة ملايين. |
Terkettiğim şirketin patronunu arayıp bize devasa bir nakit akışı sağlamasını istemek. | Open Subtitles | أني اسأل رئيس الشركة التي سأتخلى عنها ليعطينا سيولة نقدية هائلة |
Aşkın özgürlüğümüzü bize verecek kadar güçlü olduğuna gerçekten inanıyor musun? | Open Subtitles | أحقّاً تؤمنين أنّ الحبّ قويّ كفاية ليعطينا الحرّيّة؟ |
Sorgu odasına gitmek için beklerken bize yeterli zaman verdi. | Open Subtitles | وقد أنتظر لأخذه إلى غرفة التحقيقات ليعطينا وقتاً كافياً |
bize zuladaki hapları vermesi için birine şantaj amacıyla Charlie'yi kaçırdık. | Open Subtitles | خطفنا تشارلي لنضغط على دين_BAR_ ليعطينا المخدر |
Asla bize topraklarımızı verecek yetkiye sahip olmayacak. | Open Subtitles | لن يحظي بالنفوذ ليعطينا أرضنا. |
Isis Projesi konusunda bize bilgi verecek muhbir her an gelebilir. | Open Subtitles | مخبرنا يجب أن يكون هنا الأن (ليعطينا التحديث عن مشروع (إيزيس |