Eylül'de açacak tek bir kapı bile olmayacak. | Open Subtitles | فعندما يأتى سبتمبر لن يكون هناك باب ليفتحه |
Seslere bakılırsa kapıyı açacak kimse kalmamış olabilir. | Open Subtitles | حسبما يبدو، فربّما لم يبقَ أيّ أحد ليفتحه. |
Anne bir yolunu bulup kulübü açacak ve sen de bayılacaksın. | Open Subtitles | أمّي، سيجد طريق ليفتحه وستحبينه. |
Bana açacak kadar güvenmeyeceğini düşünüyordum. | Open Subtitles | "لا أظن أنك وثقت بـ"الرجل بما فيه الكفاية ليفتحه |
Bu yüzden açmak için senin gibi biri gerekiyor. | Open Subtitles | ولهذا نحن نحتاج لشخصٌ مثلك ليفتحه ؟ |
Anne bir yolunu bulup kulübü açacak ve sen de bayılacaksın. | Open Subtitles | أمّي، سيجد طريق ليفتحه وستحبينه. |
O da açmak için bir şeyler vardır Yani. | Open Subtitles | كي يكون لديه شيء ليفتحه أيضاً |
- Ama açmak için Fitz'e ihtiyacımız var. | Open Subtitles | و لكننا نحتاج الى (فتز) ليفتحه ليس تماماً |
Onun telefonu açmak için Rebecca'nın parmak iznini kullandığını gördüm. | Open Subtitles | رأيته يستخدم بصمة ريبيكا) ليفتحه) |