Sonuç: öldüğü gece iki farklı yerinden bağlanmış. | Open Subtitles | الخاتمة: تم تقييدها مرتين في موقعين مختلفين ليلة موتها |
öldüğü gece onunla görüştüm. Bunun nasıl göründüğünü biliyordum. | Open Subtitles | لقد رأيتها في ليلة موتها ولقد عرفت كيف بدا هذا |
Bu sırada da, aptal çocuğun öğretmeni kadının öldüğü gece birkaç köpek tarafından parçalanarak öldürülüyor. | Open Subtitles | وفي الوقت نفسه، مُعلم الفتى الديني هجم عليها قطيع من الكلاب البرية في ليلة موتها |
öldüğü gece onu görmeye gittim ve bana birisiyle buluşacağını söyledi. | Open Subtitles | عندما ذهبت لرؤيتها ليلة موتها... و وأخبرتنى انها ستقابل شخص ما فيما بعد |
O zaman öldüğü gece neden seninleydi? | Open Subtitles | أذن لما نامت معك في ليلة موتها ؟ |
Sanırım öldüğü gece annemin bize söylemeye çalıştığı şey buydu. | Open Subtitles | أظن أمنا كانت تحاول إخبارنا ليلة موتها قُبيل... |
Biliyor musun, öldüğü gece onu arayan bendim. | Open Subtitles | هل تعلم؟ أنا التي اتصلت بها ليلة موتها |
Sanırım öldüğü gece annemin bize söylemeye çalıştığı şey buydu. | Open Subtitles | أظن أمنا كانت تحاول إخبارنا ليلة موتها قُبيل... |
Dara'nın öldüğü gece siz de oradaydınız, değil mi? | Open Subtitles | كنت في الخارج ليلة موتها |
- 21 Kasım. öldüğü gece onunla buluşmuş. | Open Subtitles | لقد قابلها فى ليلة موتها |
Demek öldüğü gece onu gördün. | Open Subtitles | رأيتها إذاً في ليلة موتها |
Cayman'ın Alison'un öldüğü gece orada olduğunu gösteren kanıt. | Open Subtitles | الدليل أن (كايمان) كان مع (أليسون) ليلة موتها. |
öldüğü gece James'le birlikteydi. | Open Subtitles | كانت مع "جيمس" ليلة موتها |