"ليلعب" - Traduction Arabe en Turc

    • oynayacak
        
    • oynamaya
        
    • oynamak için
        
    • oynayacağı
        
    • oynaması
        
    • oyun
        
    • oynamayı
        
    • oynamasını
        
    • oynamazdı
        
    • oynamasına
        
    • oynayabileceğinden
        
    Bu çok üzücü. Saklanmış bunca oyuncak var, oynayacak kimse yok. Open Subtitles أمر مخزٍ, كل هذه الألعاب تُخزن بعيدا, لا أحد ليلعب بها.
    Sadece senin babafingoyla oynayacak birini bulmaya çalışıyorum. Open Subtitles انا فقط احاول ان اجد لك شخصا ليلعب بمؤخرتك
    Hatırlıyorum, oğlum altı yaşındayken arkadaşı oynamaya geldi. TED أتذكر عندما كان يبلغ طفلي ست سنوات، كان لديه صديقه ليلعب معه.
    Sürekli arkadaşlarıyla basketbol oynamaya gidiyor. Open Subtitles هو دائما يخرج ليلعب كرة السلة مع اصدقائه
    Michael Jordan Bulls'u bölgesel ligde baseboll oynamak için bıraktı. Open Subtitles مايكل جوردان ترك بولز ليلعب مع فريق كرة السله للقاصرين
    Vincent'in bir erkek kardeşi olmasını istiyorduk, beraber oynayacağı bir kardeş. Open Subtitles نحنُ نريد فينسنت أن يحصل على أخ كما تعلم ليلعب معهُ
    Kızıyla albüm kapağında oynaması için birkaç manken işe alıyor... Open Subtitles يقوم بإحضار أحد عارضي الأزياء ليلعب مع إبنته في غلاف ألبومه
    Bize karşı ilk maçını oynayacak bir takım oluşturacaksın. Open Subtitles أنت ستشكل فريق ليلعب المبارة الأولى ضدنا
    Uzun zamandır yanında oynayacak kimsesi yokmuş. Open Subtitles لم يكن لديها أى أحد ليلعب معها منذ مدة طويلة جداً
    Ama pazarları onunla top oynayacak ya da plaja götürecek birine ihtiyacın olursa ben gönüllüyüm. Open Subtitles إذا إحتجتي أحداً يوماً ليلعب بالكرة معه في الجوار في ايام الاحد ويأخذه الى الشاطئ
    Adam bizim alanımıza top oynamaya geldi ve saçmalamaya falan başladı. Open Subtitles لقد أتى ليلعب كرة السلة في مجمعنا وكأنه يريد القيام بعمل أحمق أو شيىء كذا
    Kart oynamaya gidip üç gün gelmemişti. Open Subtitles ذهب ليلعب الورق ولم يعد إلا بعد ثلاثةِ أيام.
    Eğer bozuk para yatağın üzerinde zıplamazsa oyun oynamaya çıkamazdı. Open Subtitles لم يكن يستطيع أن يخرج ليلعب مالم تدور العملة المعدنية على فراشه المشدود
    Ona daha yeni almıştım. oynamak için hiç vakti olmadı. Open Subtitles لقد حصلت عليها لأجله، لم يكن لديه فرصة ليلعب بها
    Tabii oynamak için birkaç gün izin alsın diye kedinin dikkatini dağıtabiliriz. Open Subtitles بالطبع يمكننا أن نلهى القط باٍقتراح أن يأخذ هو بعض الأيام أجازة ليلعب هو أيضا قليلا و خصوصا بعد كل
    Hokey oynamak için dükanı kim kapadı? Dümen çevirmek için dükkanı kim kapadı ? Open Subtitles من اغلق المتجر ليلعب هوكي من اغلق المتجر ليذهب الى الجنازه؟
    Kesinlikle en iyi oyununu oynayacağı geceyi doğru seçti. Open Subtitles بالتأكيد اختار الليلة المناسبة ليلعب فيها افضل لعب لهذا الموسم
    Oraya çıkıp Ben'i oynaması gerekiyordu. Bir Ben'e ihtiyacım var. Open Subtitles وينبغي ان يكون هنا ليلعب دور بن أنا بحاجة لشخص ما.
    Mesela basketbol oynarken herkes dostça oyun oynamak isterdi Open Subtitles مثلا إذا كنتم تلعبون كرة السلة أو أي شيء , كل شخص يفضل صديقا له ليلعب معه
    Sorun çıksın istemediğim için oynamayı kabul ettim. Open Subtitles و بعضهم كان يبقى بعض القطع ليلعب بها
    Bense onun evde kalıp, benimle oynamasını isterdim. Open Subtitles وكنت أريده أنْ يبقى في المنزل ليلعب معي.
    Elbette yenebilir. Yenemeyecek olsa benimle oynamazdı. Open Subtitles بالطبع قادر علي ذلك، لم يكن ليلعب اذا ما كان يقدر.
    Oğlanı alıp, beslemiş ve eski oyuncaklarla oynamasına izin vermiş. Open Subtitles هى اخذت الطفل وقامت بإطعامه وتركته ليلعب ببعض اللعب القديمة
    Ne zaman birini alıp oynayabileceğinden bahsediyor. Open Subtitles إنه يريد معرفة متى سيحصل على واحدة ليلعب بها.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus