Ve o yayınlandığında beraber olduğum o insanlardan telefon alıyorum ve bana kendilerini tebrik eden yüzlerce arama aldıklarını söylüyorlar. | TED | وعندما تم بثة تلقيت مكالمات من جميع الرجال الذين كنت معهم جميعهم يقولون لي أنهم تلقوا مئات من المكالمات تهنئتهم. |
bana bu operasyonu daha önce iki hastaya uyguladıklarını ve yazmakta oldukları bir makale için üçüncü bir kişiye ihtiyaçları olduğunu söyledi. | TED | فشرح لي أنهم أجروا العملية على مريضين من قبل، وهم في حاجة إلى مريض ثالث من أجل ورقة علمية كانوا يكتبونها. |
Bu süreç tam olarak 2 yıl sürdü ama bana deli gibi çalıştıkları söylendi. | TED | استغرقت تلك العملية بأكملها عامين تقريبًا لكن قيل لي أنهم كانوا يعملون بسرعة هائلة. |
Benim amcam ve yengem, arkadaşım sony,onların mutlu hayatları var. | Open Subtitles | عمي، عمتي، صديقي سوني قال لي أنهم سعداء فى الحب. |
onların da diyet ve spor yapmaları gerektiğini mi söyleyeceksiniz? | Open Subtitles | أتريد أن تقول لي أنهم من المفترض أن يمارسوا الحمية والتمارين؟ |
Arkadaşlarım dün gece kolunu ucuz bir sarışının omzuna attığını söylediler. | Open Subtitles | أصدقائي قالوا لي أنهم رأوه وهو يضع ذراعه حول شقراء رخيصة |
Youtube'daki beni birey olan bene tercih ettiklerini söylediler. | TED | لقد قالوا لي أنهم يفضلونني في فيديوهات اليوتيوب عوضاً عن التدريس مباشرة |
Ve geri geldiğimde, onlara minnettarlığımı ilettim ve onları övdüm. Çünkü onlar bana samimiyetle arka çıktıklarını gösterdiler ve samimiyetle kendilerine de arka çıktılar. | TED | وعندما عدت، كان علي أن أعطيهم الكثير من الامتنان والمدح لأنهم أظهروا لي أنهم حق العون وهم حقًا حق العون لأنفسهم. |
bana, küçümsenmek değil de desteklenmek istediklerini belirttiler. | TED | لقد شرحوا لي أنهم يريدون أن يحظوا بالدعم، وليس التقليل من شأنهم. |
Bu boku seviyorum. bana ne bulmuşlar biliyor musun? | Open Subtitles | لقد قالوا لي أنهم قد أحضروا لي شيئاً مميزاً |
Alman konsolos bana öbürlerinin bir çalışma kampına götürüldüklerinin güvencesini verdi. | Open Subtitles | السفير الألماني أكد لي أنهم اقتيدوا لمعسكرات العمل |
bana cihazı, teknolojisini ticari kullanım amaçlarını araştırmak için kullanacaklarını söylemişlerdi. | Open Subtitles | لقد قالوا لي أنهم سيقومون بتحليل التكلنوجيا لأجل الأغراض التجارية |
bana bir dövme içine haritanın gizleneceğini söylediler. | Open Subtitles | قالوا لي أنهم يريدون خريطةً للسجن مخبأة داخل الوشم |
bana ne bulmuşlar biliyor musun? Benim için özel bir şeyler hazırladıklarını söylediler. | Open Subtitles | لقد قالوا لي أنهم قد أحضروا لي شيئاً مميزاً |
bana bunu onların istediğini istediklerini onlara vereceğini söyledi. | Open Subtitles | قال لي أنهم كانوا يطلبون منه ذلك وأنه سوف يعطيهم ما يريدون. |
Marcheaux onların gezilerine devam etmesi için beni temin etti. | Open Subtitles | مارشوا أكد لي أنهم واصلو رحلتهم |
Kıskançlık seni perişan etmiş, ben tam tersini hissediyorum, Bryan'ın başka kızlarla seviştiğini düşünmek beni heyecanlandırıyor onların genç olduğunu anlamalısın, ama tabiiki ben onlardan daha iyiyim. | Open Subtitles | K K skançl جنية بكم في ETM، أشعر عكس ذلك تماما، بريان ' ك ض كا نا با سمعة دي مع المد والجزر إلى الحب تطعن ومتحمس لي أنهم الشباب معرفة ما إذا كان anlamal ق ن، ولكن بالطبع أنا أفضل منهم. |
bana ne getirdiler biliyor musun? Çok özel bir şey ayarladıklarını söylediler. | Open Subtitles | لقد قالوا لي أنهم قد أحضروا لي شيئاً مميزاً |