"لي الفرصة" - Traduction Arabe en Turc

    • fırsatı
        
    • fırsatım olmadı
        
    • fırsat
        
    • bir şansım
        
    • takılamadık
        
    • söyleme şansı
        
    • fırsatım oldu
        
    • için çok
        
    • şansına
        
    Bana da evlilik hayatınızın samimi ayrıntılarını gözlemleme fırsatı verecek. Open Subtitles وسيتيح لي الفرصة لأراقب عن كثب التفاصيل الحميمة لحياتك الزوجية
    Dün gece bir kıyı taypanının çenesini inceleme fırsatı buldum. Open Subtitles الليلة الماضية، أتيحت لي الفرصة لدراسة فك ثعبان التبيان الساحلي
    Yaptıkların için sana teşekkür etme fırsatım olmadı. Open Subtitles لم تتح لي الفرصة لأشكركِ عما فعلته لأجلي هناك.
    fırsat buldukça golf oynamaya devam etmeyi planlıyorum. TED أخطط لمواصلة لعب الغولف كلما سنحت لي الفرصة.
    Tüm hayatımı saklanarak geçirdim, kendi kızımı bilmek iin bir şansım var. Open Subtitles قضيت كل حياتي مختبىء لم تسن لي الفرصة بأن اتعرف على أبنتي
    Sizinle pek takılamadık. Open Subtitles لم تسنح لي الفرصة لأكون معكم يا شباب
    Sonra tam ben söyleme şansı yakalamışken kalktı ve gitti. Open Subtitles وبعدها استيقظ وذهب قبل ان تتاح لي الفرصة
    2000 yılında, Güney Afrika'ya yeni bir opera topluluğu kurmak için gitme fırsatım oldu. TED مرة أخرى في عام 2000، أتيحت لي الفرصة للذهاب الى جنوب افريقيا لتأسيس شركة جديدة للأوبرا
    - ...ama kaybınız için çok üzgünüm. Open Subtitles لم تتسنى لي الفرصة أن أقولها لك مسبقاً يا سيدي
    Meksika körfezine gitme, balıkçılarla tanışma ve onların çalıştığı berbat çalışma şartlarını görme şansına eriştim. TED وقد أتيحت لي الفرصة للذهاب إلى خليج المكسيك ومقابلة بعض الصيادين ورؤية الظروف الفظيعة التي كانوا يعملون فيها.
    Ve 2005 yılında, farklı tabana ait liderleri bir araya getirme fırsatı bulduğumda hemen işi kaptım. TED لذا في عام 2005، عندما أتيحت لي الفرصة للتواصل مع أحد القادة الشعبيين حول الانقسام السياسي، فهمت الأمر.
    Bir türlü seninle konuşma fırsatı bulamadım. Open Subtitles تعرفين أنه لم تتح لي الفرصة من قبل لكي أكلمك
    Julius, olanlar yüzünden size teşekkür etme fırsatı bulamadım. Open Subtitles يوليوس مع كل هذا أنا لم تتاح لي الفرصة أن أشكرك أيضا
    Nihayet sevdiğim bir kadınla tanıştım... onu sevdiğimi söylemeye fırsatım olmadı. Open Subtitles لقد وجدت أخيراً إمرأة أحبها لم تسنح لي الفرصة لكي أخبرها كم أحبها
    -Evet. Sana demin iyi günler demeye fırsatım olmadı, biliyorsun, annen falan... Open Subtitles لم تتسنَ لي الفرصة من قبل لأقول أتمنى لك يوماً ممتعاً كما تعلمين
    Kardeşimi, senin kadar tanıma fırsatım olmadı. Open Subtitles لم تتح لي الفرصة للتعرف إلى أخي جيداً كما أتيحت لك
    Bu durum bana bir fırsat veriyor, çünkü küratörlügünü yaptigim her tasarım sergisi farklı bir dünyayı inceliyor. Ve bu harika, çünkü her seferinde işimi değiştirmişim gibi geliyor. TED و هذا يتيح لي الفرصة لأن كل عرض تصميمات أكون أمينته و كأنه آت من عالم مختلف لأنه يبدو مثل كل مرة أقوم فيها تغيير عملي
    - Geçen sefer fırsat bulamadım. - Sana söyleyecek bir şeyim yok. Open Subtitles في المرة السابقة ، لم تسنح لي الفرصة ليس لدي شيئ أقوله لك
    Tekrar bir şansım varken mutluluğu yakalama sağduysuna sahip olsaydım bunların hiç birisi olmazdı. Open Subtitles لو كان لدي الحس الجيد لانتهاز سعادتي عندما أتيحت لي الفرصة مرة أخرى لما حدث شئ من هذا
    O da bir fikirdi. Ama kiraladığım arabayı buldun, öyle bir şansım olmadı. Open Subtitles كانت تلك الخطة، لكنّك وجدت سيارتي لذا لم تتح لي الفرصة
    Sizinle pek takılamadık. Open Subtitles لم تسنح لي الفرصة لأكون معكم يا شباب
    Gitmeden önce sana bunu söyleme şansı bulduğuma da çok sevindim. Open Subtitles ويسرني أن تتاح لي الفرصة لأقول لك ذلك قبل رحيلي.
    Size şarkı söyleme şansı bulmayı umuyordum. Open Subtitles أتمنى أن تتاح لي الفرصة لأغني لكن
    Şans eseri, bir gösteride eşcinsel insanlarla çalışma fırsatım oldu ve kısa bir süre sonra çoğunun tanıştığım en nazik, en az yargılayıcı insanlar olduğunu fark ettim. TED وقد صادف، أن أتيحت لي الفرصة للعمل مع ممثلين مثليين في عرض هناك، وبعدها بقليل اكتشفت أن بعضا منهم كانوا من ألطف، وأقل الناس حكما على الآخرين.
    Dört yaşındayken, ilk kez denize açılma fırsatım oldu. TED وكطفلة في الرابعة من عمرها، أُتيحت لي الفرصة للابحار لأول مرة في حياتي.
    Söyleme fırsatım olmadı, eşiniz için çok üzüldüm. Open Subtitles لم تُتح لي الفرصة لإخبارك، يتملّكني الآسى بشأن زوجتك
    Aşkı zorlayıcı bölümleriyle birlikte anlama şansına sahip olduğumu hissettim. TED وشعرت وكأنما سنحت لي الفرصة لفهم الحب بشكل أفضل. حتى الأجزاء المملة و المصطنعة منه.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus