"لَرُبَّمَا نحن يُمْكِنُ" - Traduction Arabe en Turc

    • Belki
        
    Belki oraya uzanıp onu boğabiliriz. Open Subtitles لَرُبَّمَا نحن يُمْكِنُ أَنْ نَصِلَ في ويَجْعلُه يَغْرقُ.
    Belki şu rehineler için bir şeyler yapabiliriz. Open Subtitles لَرُبَّمَا نحن يُمْكِنُ أَنْ نَعمَلُ شيءُ حول أولئك الرهائنِ.
    Belki yanına geliriz. Open Subtitles لَرُبَّمَا نحن يُمْكِنُ أَنْ إلتحقْ بكمه.
    Belki gitmeden önce öğle yemeği yeriz. Open Subtitles لَرُبَّمَا نحن يُمْكِنُ أَنْ كُلّ نَتغدّى.
    Düşünüyorum da Belki şöyle şöminenin üstüne koyabiliriz. Open Subtitles تَعْرفُ، أنا كُنْتُ أَعتقدُ لَرُبَّمَا نحن يُمْكِنُ أَنْ نَضِعَه على الموقدِ.
    Hey, Belki bunun biraz soğumasını bekleyebiliriz. Open Subtitles يا، لَرُبَّمَا نحن يُمْكِنُ أَنْ دعْ هذا الهدوءِ مِنْ أكثر بعض الشيء.
    Peki, Belki yarın gece evde kalsak da olur. Open Subtitles حَسناً، لَرُبَّمَا نحن يُمْكِنُ أَنْ فقط نَبْقى في الداخل ليلة الغد.
    Belki hemen buna cevap verebiliriz, Chuck. Open Subtitles لَرُبَّمَا نحن يُمْكِنُ أَنْ فقط نَجيءُ عُدْ إلى الذي واحد، تشوك.
    Hey, Belki gelecek sefere kararlaştırıp buluşuruz. Open Subtitles يا، لَرُبَّمَا نحن يُمْكِنُ أَنْ نَجتمعَ عمداً في المرة القادمة.
    Belki yarın akşam yemeğe çıkarız diye düşünmüştüm de. Bilmem. Open Subtitles أنا كُنْتُ أَدْعو لأن إعتقدتُ لَرُبَّمَا نحن يُمْكِنُ أَنْ نَتعشّى ليلة الغد.
    Belki Cafe Norvosa'da buluşuruz, 7 civarı. Open Subtitles أنا لا أَعْرفُ، لَرُبَّمَا نحن يُمْكِنُ أَنْ نَجتمعَ في المقهى عصبيِ حول 7
    Belki tekrar deneyebiliriz. Open Subtitles لَرُبَّمَا نحن يُمْكِنُ أَنْ نُحاولَه ثانيةً.
    Belki tavana bazı aksesuarları koyabiliriz. Open Subtitles لَرُبَّمَا نحن يُمْكِنُ أَنْ نُضيفَ الطباعة بالستينسيل على السقفِ.
    Belki başa çıkmasına yardım edebiliriz. Open Subtitles لذا لَرُبَّمَا نحن يُمْكِنُ أَنْ ساعدْ صفقتَها مَعها.
    Belki senin korunma iksirin üzerinde de çalışabiliriz, eğer zamanımız olursa. Open Subtitles لَرُبَّمَا نحن يُمْكِنُ أَنْ نَعْملَ أيضاً على جرعةِ حمايتِكِ، إذا كان لدينا وقت
    Evet, Belki bacaklarından birini de kesebiliriz aynı zamanda çünkü biliyorsun, ikisi de onun bir parçası. Open Subtitles نعم، لَرُبَّمَا نحن يُمْكِنُ أَنْ فقط نُقلعُ إحدى سيقانِه في نفس الوقت لأن، تَعْرفُ، هم كلا الجزء منه.
    Belki de seninle gidip arkanı kollamalıyız. Open Subtitles لَرُبَّمَا نحن يُمْكِنُ أَنْ نَذْهبَ مَعك ويُراقبُ ظهرَكَ.
    Belki bir şekilde onu havaya uçurabiliriz. Open Subtitles لَرُبَّمَا نحن يُمْكِنُ أَنْ نُفجّرَه بطريقةٍ ما.
    Belki tekrar söyletebiliriz. Open Subtitles لَرُبَّمَا نحن يُمْكِنُ أَنْ نَخْدعَه إلى قوله ثانيةً.
    Belki bunu duygularımıza dokunacak bir fırsat olarak kullanabiliriz. Open Subtitles حَسناً، لَرُبَّمَا نحن يُمْكِنُ أَنْ نَستعملَ هذه الفرصةِ لمَسّ القاعدةِ حول مشاعرِنا.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus