İnsanların önceden paketlenmiş besleyici bir kahvaltının keyfini çıkarmaları için daha aradan yüzlerce yıl geçmesi gerekecekti. | Open Subtitles | وكان أمامهم مئات السنوات كي يتمتعوا فطور معلب ومغذي. |
Burada, dünyadaki okyanusların yüzlerce yıl önce nasıl göründüğüne bir göz atabiliriz. | Open Subtitles | هنا يمكننا أن نأخذ لمحة لما بدت عليه محيطات العالم قبل مئات السنوات |
Şimdilik, dünyadaki okyanusların yüzlerce yıl önce nasıl göründüğüne göz atabileceğimiz bir yer var. | Open Subtitles | حالياً، هناك مكان يمكن أن يعطينا لمحة عما كانت ستبدو عليه محيطات العالم قبل مئات السنوات |
Anladığım kadarıyla, bunlar sadece birkaç yüzyıl yaşında. | Open Subtitles | هذه الكتابات ليس إلا عن قليل من مئات السنوات عمراً |
Bazı çiftlikleri yapma yüzyıllar almıştır. | Open Subtitles | و كأنه بعد آخر , الجو هنا عائم منذ مئات السنوات |
İllüminati mi? Onlar yüzlerce yıl önce silinip gitmişlerdi. | Open Subtitles | لقد اختفوا منذ مئات السنوات. |
İçimden bir ses bana Crowley'in insan olduğu zamanlarda orada yaşayıp öldüğünü, cehennemde birkaç yüzyıl yandıktan sonra şeytan olarak çıktığını söylüyor. | Open Subtitles | ينبأني حدسي أن (كراولي) عاش ومات هناك حينما كان بشرياً قبل مئات السنوات من تقلّده منصباً كبيراً في الجحيم |
Soyadları yüzyıllar öncesine dayanıyor, ne güzel bir soyadı. | Open Subtitles | إسمه يعود إلى مئات السنوات و هو إسمٌ نبيل |
Sadece hesaplamalar bile yüzyıllar sürer. | Open Subtitles | الحسابات لوحدها ستستغرق مئات السنوات |