Binlerce üretilen stirling motorlarının aksine, yüz milyonlarca içten yanmalı motorlar üretildi. | TED | صنعت مئات الملايين من محركات الاحتراق الداخلي بالمقارنة إلى آلاف محركات ستيرلنج |
Bir yerlerde milyonlarca, yüz milyonlarca insan ölüyor, bu ölümler ya virüsten ya da çöken sağlık sistemlerinden meydana geliyor. | TED | في مكان ما يُلاقي قرابة ملايين إلى مئات الملايين من الناس حتفهم، إما بفعل الفيروس أو انهيار أنظمة الرعاية الصحية. |
yüz milyonlarca insan yoksulluktan kurtulmuşlardır. | TED | مئات الملايين من النّاس أخرجوا من الفقر. |
Ama ADM'deki adamlar, dünyadaki bir çok masum insandan yüzlerce milyon dolar çaldı... | Open Subtitles | ولكن هؤلاء الاشخاص في أ.د.م سرقوا مئات الملايين من اشخاص بريئين حول العالم |
Sinir sistemi ve beyin gibi ileriki adımları birkaç yüz milyon yıl sürdü. | TED | والخطوات التالية، مثل الجهاز العصبي والدماغ، استغرقت بضع مئات الملايين من السنين. |
Yani üç yaşında bir çocuk, gerçek hayatta yüz milyonlarca fotoğraf görmüş olacak. | TED | إذن ففي الثالثة من العمر يكون الطفل قد رأى مئات الملايين من الصور للعالم الحقيقي |
Her gün, yüz milyonlarca insan çevrimiçi oluyor ve asla tanışmadıkları insanlarla çalışıyor. | TED | كل يوم، مئات الملايين من الناس يتصلون عبر الانترنت و يعملون مع أناس لم يلتقوا بهم مسبقاً. |
Mercanlar yüz milyonlarca yıldır bu gezegende yaşıyorlar. | TED | تعيش الشعاب المرجانية علي كوكب الأرض منذ مئات الملايين من الأعوام. |
Eskiden devletimizin yüz milyonlarca Amerikalı üzerinde çok geniş çaplı teftiş yapabilme ve bulduğu bilgileri suistimal etme gücü yoktu. | TED | لم يكن لدى الحكومة القدرة للقيام بمراقبة واسعة النطاق على مئات الملايين من الأميركيين ثم تسيء استخدام المعلومات. |
Bu yıkıcı çünkü dünya çapındaki yüz milyonlarca insan beslenmelerini ve gelirlerini bu mercanlara borçlu. | TED | إنّه لأمر مدمر، لأنّ مئات الملايين من البشر حول العالم، يُعولون على الشعاب من حيث التغذية والدَخل. |
Bu, beyninizde on milyonlarca, belki yüz milyonlarca nöronun yanıtlarının düzenli biçimde değişmesini temsil eder. | TED | إنّه يمثل تغييرا بطريقة موثوقة لردود عشرات الملايين، ربما مئات الملايين من الخلايا العصبية في الدماغ. |
Bir DNA zinciri, yüz milyonlarca olur ve floresan boya ile işaretlenmiş problar kullanılarak tespit edilir. | TED | يتحوّل شريط واحد من الحمض النووي إلى مئات الملايين من الأشرطة، التي تُكتشَف باستخدام مجسّات مميزة بصبغة فلوريّة. |
Ülke içindeki en geniş ClA merkezi oradaydı... ve yıllık yüz milyonlarca dolarlık bir bütçesi vardı. | Open Subtitles | التي لديها أكبر محطة محلية لوكالة المخابرات المركزية المحلية الميزانية سنويا مئات الملايين من الدولارات |
yüz milyonlarca dolar değerinde sözleşmeler.. | Open Subtitles | مئات الملايين من الدولارات في العقود الجديدة |
Tek yapman gereken balon aleyhine yüz milyonlarca dolar oynamak. | Open Subtitles | مئات الملايين من الدولارات على هذه المشروعات التافهة |
Evet, papalık sözcüsünün konuşmasını dinledik... ama yüz milyonlarca inananın güvenini tazelediğini sanmıyorum. | Open Subtitles | أجل، نحن جميعاً استمعنا للمتحدّث الرسمي للفاتيكان، بيد أني لا أظن أنه طمأن مئات الملايين من المؤمنين. |
Her yıl yüz milyonlarca doların israf edildiği gizli bir hükümet çalışmasını keşfettim. | Open Subtitles | لقد إكتشفتُ برنامج حكومي سرّي الذي كان يبذّر مئات الملايين من الدولارات كلّ عام |
yüz milyonlarca dünya. Milyar trilyonlarca insan. | Open Subtitles | و مئات الملايين من الكواكب و بليون تريليون نسمة |
Ama müzeler yüzlerce milyon insanın kadınları nasıl gördüğünü ve hangi kadınları gördüğünü değiştirebilir. | TED | ولكن المتاحف قد تغيّر حرفيًّا كيف يرى مئات الملايين من الناس النساء، وأي نساءٍ يرون. |
yüzlerce milyon ton plastiği ve başka tür çöpü denize atıyoruz. | TED | نضع مئات الملايين من الأطنان البلاستيكية وقمامة أخرى داخل البحار. |
Mantarlar, karaya 1.3 milyar yıl önce çıktılar, ve bitkiler onları ancak birkaç yüz milyon yıl sonra izlediler. | TED | أتوا إلى اليابسة منذ ١،٣ مليار سنة ثم تبعتها النباتات بعد مئات الملايين من السنين |
Onun nasıl milyon dolarlar kazanacağını dinleyip duruyorum sürekli. | Open Subtitles | أستمع له يثرثر دائما كيف أنه بالرغم من أنه يكسب مئات الملايين من الدولارات |