Büyük adam dediğin birkaç yüz dolar motorunu yere çakmaz. | Open Subtitles | الرجال العظماء لا يجازفون من أجل بضعة مئات من الدولارات |
Önümüzdeki yıl satın alma fiyatının yüz ya da birkaç yüz dolar olmasını bekliyoruz. | TED | ونحن نتوقع في مثل هذا الوقت من العام القادم أن يكون ثمنه مئات, بضع مئات من الدولارات |
- Cüzdanımda biriktirip sakladığım paradan, sana birkaç yüz dolar vereyim. | Open Subtitles | لمحاولتك إنقاذ ظهرى سأعطيك بضعة مئات من الدولارات. |
Birkaç yüz bin dolar çalmak üzereyken niye birkaç yüz dolar için adam öldüresin? | Open Subtitles | لماذا تقتل رجل من أجل بضعة مئات من الدولارات عندما تكون على وشك سرقة بضعة ألاف المئات منها؟ |
Genelde sayfaların arasına birkaç yüz dolar tıkıştırır. | Open Subtitles | فهو عادة يدس بضع مئات من الدولارات في مكان ما بين هذه الصفحات. |
Yanında olacağına dair sözü mü? Bana birkaç yüz dolar verdi ve üniversiteye gideceğin söyledi. | Open Subtitles | رمى علي بضعة مئات من الدولارات و أخبرني أنه سيذهب الى الجامعة |
Sadece bu adama bir kaç yüz dolar önerdi çünkü maaşının olması gerektiği kadar olmadığını biliyordu. | Open Subtitles | جلَ مافعلته هو عرضها على هذا الرجل بعض مئات من الدولارات لأنها تعرف أن راتبه لا يقضي حاجته |
Gerçekten de değersiz birkaç yüz dolar için tüm bunlar değer miydi? | Open Subtitles | أعني , هل كان حقاً يستحق العناء لأجل بضع مئات من الدولارات ؟ |
Bir kaç yüz dolar kazanmaya çalışmıyorum | Open Subtitles | انا لا اتطلع الى تقديم بضع مئات من الدولارات |
- Jimmy, McGee'ye birkaç yüz dolar para verdi ve karşılığında az önce ceket cebine sakladığı bir zarf aldı. | Open Subtitles | جيمى قام باعطاء ماكجى بضع مئات من الدولارات فى مقابل مظروف لقد قام باخفائه للتو فى جاكيته |
Casinoya gittin, birkaç yüz dolar kazandın ve soyuldun. | Open Subtitles | أنت ذهبت للكازينو , و فزت ببضعة مئات من الدولارات, و تمت سرقتك |
Sırasını beklediği yerde birkaç yüz dolar çalmak için Mark babamı kafasından vurmuştu. | Open Subtitles | بينما كان ينتظر في الطابور، الأقسام قتل والدي في الوجه لبضع مئات من الدولارات. |
Sadece bu ayı atlatmak için birkaç yüz dolar lazım. | Open Subtitles | إنني فقط بحاجة إلى بضع مئات من الدولارات. |
Ablam gibilere birkaç yüz dolar ve ilaç veriyorlardı hayal gördüren ilaçlar. | Open Subtitles | كانوا يدفعون بضع مئات من الدولارات لأشخاص مثل أختي, ويعطوهم مخدرات ومنشطات, ومهلوسات عموماً. |
Renzo, sana birkaç yüz dolar verirsem Teddy'nin odasına bir kadın ayarlar mısın? | Open Subtitles | رينزو ، إذا أعطيتك بضع مئات من الدولارات أيمكنك أن تجلب عاهرة تنتظر في غرفة تيدي؟ |
Biliyorsunuz, birkaç yüz dolar verirseniz bunlardan birini alıp evdeki bilgisayarınıza takabilir ve bu görüntü kartları ile muhteşem şeyler yapabilirsiniz. | TED | وكما تعلمون .. يمكن شراء الافضل ببضع مئات من الدولارات ويمكنك ان تضعها في الحاسوب خاصتك وتقوم بأشياء رائعة بواسطة كروت الرسوم تلك |
seçeneği sunan anonim şirketler olsun. Evinizin elinizden alınması ile tehdit edilğinizi düşünün, bazen sadece bir kaç yüz dolar borç sebebiyle, ve karşınızda kim olduğunu bilmeden. | TED | تخيل أن تهدد بخسارة منزلك أحياناً مقابل دين يساوي بضع مئات من الدولارات وأنت لا تعرف من هو غريمك الحقيقي . |
Birkaç yüz dolar için babamı öldürdü. | Open Subtitles | لقد قتل والدي لبضع مئات من الدولارات |
Tek seferde yüz dolar. | Open Subtitles | مئات من الدولارات في وقتٍ واحد |
Birkaç yüz dolar kadar. | Open Subtitles | لا أعرف عدة مئات من الدولارات |