Laurette bugünlerde hepimizin çok ortak yönünün olduğunu söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | انظري عزيزتي ماتحاول "لوريت" قوله هو أن جميعنا لدينا أمور مشتركة هذه الايام |
Karanlık madde ise birşeyleri birarada tutmaya çalışıyor. | Open Subtitles | والمادة المظلمة هي ماتحاول جمعها |
onun başını almasına izin verme... o yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | لا تجلعها تدخل إلى رأسك... هذا ماتحاول عمله. |
Ne kanıtlamaya çalışıyor bilmiyorum Brian ama daha fazla dayanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف ماتحاول هي اثباته (بريان) ولكني لا استطيع تحمل المزيد |
Nereye varmaya çalıştığını anlıyorum. Evet, araya bildiğin şeyleri sokuşturup beni konuşturmaya çalışıyorsun. Öyle bir şey olmayacak. | Open Subtitles | أرى ماتحاول فعله ، أنت تحاول أن تجعلنى أتكلم ، وهذا لن يحدث. |
Ne yapmaya çalıştığını anlamadığımı sanıyorsun. | Open Subtitles | الا تظن اننى اعرف ماتحاول ان تفعله |
- Ne? Kathleen sürekli ona bizim yemeğimizi yedirmeye çalışıyor ama o hiç istemiyor. | Open Subtitles | (كاثلين) دوماً ماتحاول أن تجعله يأكل طعامنا |
Sanırım ne yapmaya çalıştığını çözdüm. | Open Subtitles | اعتقد أني أكتشفت ماتحاول فعله, |
Ne yapmaya çalıştığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم ماتحاول فعله |