Bizle akşam yemeği yedi, sonra Mads'le kütüphanede buluştu. | Open Subtitles | تناولت العشاء معنا ثم قابلت مادز في المكتبة |
- Biz L.A.' de nasılsa birlikte olduk, ama buraya döndüğüm ve seni tanıdığım zaman... ve Mads ile gördüm, ve aileni, gerçek ve zeki birini bulduğumu biliyordum. | Open Subtitles | كان بيننا ما كان بيننا في لوس انجلوس لكن عندما عدت هنا و التقيت بك و رأيتك مع مادز و مع عائلتك |
ya Alec ve Mads' le kalacaktım veya annemle ve öz babamla gidecektim. | Open Subtitles | "أن أبقي مع "أليك" و "مادز أو أغادر مع أمي و أبي البيولوجي |
- Mads'e asla dokunmadım. - Biliyorum, biliyorum. Salak değilsin. | Open Subtitles | لم أتقرب من (مادز) قط أعلم هذا فأنت لست بأحمق |
Hayır. Bak Sutton, Mads'e veya Char'a bir ikizi olduğunu söylemedi. | Open Subtitles | حسناً، (سوتن) لم تُخبِر (مادز) أبداً أو (شار) أن لديها توأم |
Mads, sen benin en iyi arkadaşımsın aramızın kötü olmasını istemiyorum. | Open Subtitles | مادز)، أنتِ صديقتي المفضّلة) لا أريد أن تكون الأمور غريبة بيننا |
Mads, L.A'deyken nasıl bir araba sürdüğümden bahsettim mi sana hiç? | Open Subtitles | مادز)، هل أخبرتكِ من قبل) ماذا كنت أقود في "لوس أنجلوس"؟ |
Evet, Mads kendi yalanlarının içinde dönüyordu. | Open Subtitles | نعم مادز كانت تلفق قصص كاذبة عليها |
Mads. | Open Subtitles | مادز لا يمكن ان اكون غاضبة منك |
Mads, lütfen bu konuyu konuşalım. | Open Subtitles | مادز من فضلك يجب ان نتحدث عن هذا |
Bana güvenemeyeceğini düşünmenden nefret ediyorum, Mads. | Open Subtitles | انا فقط اكره هذا ، انتي لا تعتقدين انه يمكنكِ الوثوق بي " مادز" |
Jordan'ı Mads'le öpüşürken yakaladım. | Open Subtitles | عندما شاهدت " جوردان " يُقَبّل " مادز " في الخارج |
Jordan ile aramda herşeyin iyi gittiğini düşünmüştüm, ama sonra Mads tamamen arkamdan iş çevirdi... | Open Subtitles | أعتقدت أن الأمور تسير علي ما يرام " بيني و بين " جوردان ثم , " مادز " لعبت من وراء ظهري |
Bu arada Mads beni sizinle yüzmeye çağırdı. | Open Subtitles | بالمناسبة, (مادز) طلبت مني أن آتي للسباحة معكم يا رفاث |
Unut gitsin, Mads, asla yapmaz. | Open Subtitles | (انسِ الأمر يا (مادز فهي لن تعي ذلك أبداً |
Mads, sana boş rüyalar hakkında bir şeyi açıklayayım. | Open Subtitles | مادز) , دعيني أشرح) لكِ شيئاً عن الأوهام |
Mads, dün geceyi biraz daha iyi idare edebilirdim. | Open Subtitles | مادز) كان حرى بى أن أتعامل مع الأمر) بطريقة أفضل البارحة |
Çocuklarımı seviyorum, Mads. | Open Subtitles | فأنا أحب أبنائى مادز |
Senin için iyi olabilir, Mads. | Open Subtitles | {\pos(192,210)}(ربما تكون جيدة لكى يا (مادز |
Mads, bunun ne kadar yanlış olduğunu sen hatırlatır mısın, benim kafam patlamak üzere çünkü. | Open Subtitles | مادز), هل يمكنكِ تذكيرها كم أن هذا خاطئ) لأن رأسى فى طريقهِ للإنفجار |