Milyonlarca dolarlık elmas çalındı. Batman ortalarda görünmedi. | Open Subtitles | أسفرت عن سرقة ماسات قيمتها الملايين بدون أي علامة للرجل الوطواط |
Kazandıklarınızı size elmas olarak verebilir veya hesabınıza aktarabilirim. | Open Subtitles | يُمكنني أن أُحول فوزك إلى ماسات أو ببساطة سيتم تحويل إلكتروني لأي بنك من إختيارك |
Napolyon'un kılıcının kabzasında üç paha biçilmez elmas vardı. | Open Subtitles | نابليون كان عنده ثلاث ماسات ثمينه وضعها فى مقبضِ سيفه |
- Endüstriyel elmaslar 19. yüzyılda lağım kanallarında sondaj için kullanılırdı. | Open Subtitles | تم استخدام ماسات اصطناعية في حفر الهوة في القرن التاسع عشر |
Çatışma elmasları Batı Afrika'da sık kullanılan bir para birimidir. | Open Subtitles | ماسات النزاع هى عملة شائعة فى غرب افريقيا |
Karo yedili. Tamam. | Open Subtitles | سبعه ماسات حسناً يا رجل |
Her ne kadar Napolyon elması'na dokunulmadıysa da kimliği belirsiz davetsiz konuk Yedi Deniz Gezgini'nin bakım görevlisini bayıltıp, onun giysisiyle gemiye girmiş. | Open Subtitles | بالرغم من شهرتهم ماسات نابليون غير ملموسه أمسكنا الدخيل المجهول ملاح السبعه بحار عامل الصيانه |
Sahibi olduğum tüm otellerin asil bir denetim ödülü olan Beş elmas Ödülü var. | Open Subtitles | كل فندق أمتلكه حاز الجائزة الفندق الملكي : خمس ماسات فندق سيجارو : |
Sahibi olduğum tüm otellerin asil bir denetim ödülü olan Beş elmas Ödülü var. | Open Subtitles | كل فندق أمتلكه حاز الجائزة الفندق الملكي : خمس ماسات |
Hayır. Bu elmaslarda ne varsa onlar elmas değil. | Open Subtitles | لا، ماذا لو كانت هذه الماسات ليست ماسات إطلاقا |
6 milyon değerinde elmas Kongo'daki bir mücevherciden çalındı. | Open Subtitles | ماسات بقيمة 6 ملايين دولار تمت سرقتها من الكونغو |
10 milyon dolarlık elmas çalan bir grubun içindeymiş. | Open Subtitles | كان جزءًا من فريق سرق ماسات تُقدر قيمتها بعشرات الملايين من الدولارات |
Suyu boşalttıktan sonra yetkililer bir baktılar ki yakındaki banka kasasından 100 milyon dolarlık elmas çalınmış. | Open Subtitles | فقط بعدما قامت السُلطات بسحب المياه أدركوا أنه قد تم سرقة ماسات بقيمة 100 مليون دولار من سرداب خزائن قريب |
İçinde elmas parçacığı olan krem varmış. | Open Subtitles | هناك كريم مرطب به ماسات حقيقية |
Hindistan'a vardıklarında kirli taşlar, bütün dünyadan gelen temiz taşlarla karıştırılır ve sonra diğer herhangi bir elmas gibi olurlar. | Open Subtitles | بمرور الوقت سيصل الى (الهند) الأحجار القذرة ستخلط بالأحجار النظيفة من كل أنحاء العالم ثم تصبح مثل أي ماسات أخرى |
Sonsuz bir kozmik toz yağmurunun altında, hava polenlerle, diğer gezegenlerden mikro elmaslar ve değerli taşlarla ve süpernova patlamaları ile dolu. | TED | تحت مطر لا نهائي من الغبار الكوني الهواء مليء بحبوب اللقاح، ماسات ومجوهرات صغيرة من كواكب أخرى، وانفجارات السوبرنوفا. |
Ayrıca genelde fınanse ettikleri şey savaş olduğu için kanlı elmaslar olarak da bilinirler. | Open Subtitles | ويشار اليها ايضاً باسم ماسات الدم منذ انها تمول اراقة الدماء بشكل عام |
elmaslar bulunmadı ve resepsiyonistin dediğine göre silahlı şahıs bu... | Open Subtitles | لم نجد اي ماسات والبواب يقول بأن هذا هو مطلق النار |
Ah şu incirler yok mu Tabiat Ana'nın kahverengi elmasları. | Open Subtitles | التين، التين، ماسات الطبيعة الأم البنية. |
Diego neden değersiz elmasları çalmak için böylesine özenli bir soygun planladı? | Open Subtitles | لماذا يخطط دياجو لمثل هذه السرقه؟ فقط ليسرق ماسات لا قيمه لها ؟ |
Karo yedili. Tamam. | Open Subtitles | سبعه ماسات حسناً يا رجل |
Kaybedenler, beş tane sahte elması alacak kadar açgözlü beş enayi. | Open Subtitles | و الخاسرون الوحيدون هم خمس لصوص جشعين كفاية لشراء خمس ماسات مزيفة |
- Kulenin bir tarafındaki 7 karoyu mu? | Open Subtitles | -السبع ماسات على جانب البرج؟ |
Leydi Hooper'ın elmaslarını okuduğumu hatırlıyorum. | Open Subtitles | لقد قرأت عن موضوع ماسات السيدة هوبر |