Bildiğim kadarıyla Bay McCardle, hiçbir çocuk öldürülmedi. | Open Subtitles | على حد علمى ، مستر ماكاردل لم يقتل اطفال |
İşiniz bitmedi mi, Bayan McCardle? | Open Subtitles | و انت لم تنتهى ، مسز ماكاردل |
Linda'nın iş arkadaşları kim olduğunu biliyormuş. Paul McCardle. | Open Subtitles | عرفه زملاء (ليندا) على الفور (بول ماكاردل) |
Bu, sorunlarınızın en ufağı, Bay McCardle. | Open Subtitles | لدي حالة طبية حسناً ، هذه أقلّ مشاكلك ، سيد (ماكاردل) |
Güvenlik şirketine göre McCardle'a veya aracına yönelik bir şikayet tutanağı tutulmamış. | Open Subtitles | وفقاً لشركة الأمن لا يوجد تقرير عن حادث كتب ضد (ماكاردل) أو سيارته |
Belki de güvenlikçimiz, gerçekten de güvenlikçi değildi. Belki de McCardle'ı mahallesinden uzak tutan 3'lü katilimizdi. | Open Subtitles | ربما حارسنا لم يكن حارساً بعد كل شيء ربما كان القاتل الثلاثي يبعد (ماكاردل) عن حلبته |
Selam. McCardle'ın aramasından sonuç çıktı. | Open Subtitles | أهلاً ، لقد حالفنا الحظ بمذكّرة التوقيف لـ(ماكاردل) |
McCardle'ın ameliyatının Gates'le alakası yok. | Open Subtitles | (بيكيت) جراحة (ماكاردل) لا علاقة لها مع (غيتس) |
McCardle'ı bekleyip konuşmamızı istiyor musun hâlâ? | Open Subtitles | ألا تزالين تحتاجين إلى الإنتظار والتحدّث مع (ماكاردل)؟ |
McCardle'ın, Linda Russo ve Kim Foster için ona yardım etmesine ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | حسناً ، كان بحاجة لمساعدة (ماكاردل) مع (ليندا روسو) و(كيم فوستر) |
McCardle da ameliyat parasını sen dışarı çıkmadan alamadı. | Open Subtitles | ولم يحصل (ماكاردل) على المال لأجل العملية الجراحية إلاّ بعد خروجك من السجن |
- Paul McCardle, onun umursadığı tek insandı. | Open Subtitles | كان (بول ماكاردل) الشخص الوحيد في العالم الذي إهتمّ بشأنه |
McCardle'ın aracıyla aynı. | Open Subtitles | -نفس المركبة التي لدى (ماكاردل ) |
Bay McCardle ile konuşmak istiyorduk. | Open Subtitles | نودّ أن نتحدّث مع السيد (ماكاردل) |
- Yani McCardle yalan söylüyordu. | Open Subtitles | إذن كان (ماكاردل) يكذب |
- Amirim, eğer McCardle'ı konuşturabilirsem... | Open Subtitles | -سيدي ، إذا أستطعت جعل (ماكاردل) يعترف ... -اذهب ! |